'Birlik olmak' kuru söz mü

TÜRKİYE'NİN çözülmeyi bekleyen o kadar çok sorunları birikti ki; bunları ancak iktidar ve muhalefetin "birlikte" müzakeresi ile çözmek mümkün! Ekonomi, zamlar, sığınmacılar, bir türlü dizginlenemeyen israf, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonucunda gelişen süreç hemen ele alınmayı gerektiren sorunlar arasında. AKP, 20 yıllık iktidarında yapabileceğini yaptı. Bundan sonrası için, hükümetin bu problemleri çözebileceğine dair kimsenin güveni kalmadı. 20 senelik süreçte Gezi Parkı Olayları, 15 Temmuz, ekonomik kriz, orman yangınları, Kovid-19, astronomik zamlar gibi Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden olaylar yaşandı ve yaşanıyor. AKP, bu süreçte kendinden olmayanları düşman gördü. Söylemedik söz, yapmadık hakaret bırakmadı. Farklı düşüncenin "bir zenginlik" olduğunu göremedi. Muhalefet partilerine, bir kere olsun, "Siz ne düşünüyorsunuz" diye sormadı. pushfn('ads'); Erbakan Hoca'dan bir devlet yönetimi örneği nakledeyim: 1996'da Refah-Yol Hükümeti'nin güvenoyu aldığı gün, Erbakan Hoca TBMM kürsüsüne çıktı. Güvenoyu veren ve vermeyen bütün milletvekillerine teşekkür etti. Muhalefet milletvekillerine dedi ki: "Siz kontrol ve denetim görevini yapacaksınız; biz yanlış yaparsak uyaracaksınız!" Siyasi partiler anayasanın vazgeçilmez unsurları! İktidarın "icraat" görevi var; muhalefetin ise "denetleme"! "Çok ilerledik, nereden nereye" havası atılıyor, ama sadece anlattığım olay bile, devlet yönetim anlayışı bakımından 1996'nın çok gerisinde olduğumuz anlaşılıyor. Altı muhalefet partisinin, ortak çözümler için bir araya gelebilmiş olması milletimizin ümidini yeniden yeşertti. GÖREVLER EMANETTİRHükümet, devletin kurumlarının yönetiminde, teamüllere uymak bir tarafa; kendisine emanet edilen kurumları bile "kendi malı" gibi görmeye başladı. Çok tehlikeli bir gidişat! AKP, 21.03.2022 günü, eski ve yeni milletvekillerini, il başkanlarını Beştepe'de bir araya getirerek şatafatlı bir yemekten sonra parti içi meselelerini görüştü. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu bu teamüllere uymayan parti toplantısını şiddetle eleştirdi: pushfn('ads'); "Hangi sıfatla, hangi hakla ve hangi ahlâki değerle bu yemek organize edildi Paranız mı yok Külliye'nin menüsünü, şatafatını başka bir yerde bulamayacağınız için mi, orada bu toplantıyı yaptınız Oldu olacak, oraya bir otel yapın; Kızılcahamam'a, Afyon'a kadar gitme zahmetinden(!) kurtulun!" (23.03.2022) Türkiye'deki sığınmacı sayısı hızla yükseliyor. 11 yıldır Suriyeli sığınmacılar konusuna bir çözüm üretilemedi. Konu, halkı da endişelendirmeye başladı. Suriyelilerin can güvenliklerinin tehlikede olduğu bir zamanda, hükümetin onlara sahip çıkması doğru bir politika idi. Ama bu insanların sonuna kadar "sığınmacı" olarak kalamayacağını bilmeliydik! Hükümet, bir kere olsun, "diplomasi" yöntemini kullanmadı. Astana'da, Soçi'de İran ve Rusya ile "zirve"ler yaptı. Konunun muhatabı olan Suriye ile hiç görüşmedi. Çünkü ABD istemiyordu. ABD Dışişleri Bakanlığı, "Esad'la normalleşmeyeceğini; normalleşmeyi desteklemeyeceğini" ilan etti. Bu, ABD'nin politikasıydı! Türkiye'nin Suriye politikası yok mu 930 km'lik sınır komşumuzla