Türkiye'de dergi yayıncılığı Tanzimat'tan bu yana gelen köklü bir geçmişe sahip. Düşünce, felsefe, ekonomi, psikoloji gibi çok farklı ve geniş bir yelpazede binlerce dergi yayıncılıkta yer aldı. Son dönemlerde artan maliyetler nedeniyle dergi sayısında azalma yaşandığı bir gerçek olsa da günümüzde bu alanda faaliyet gösteren yayınları ben de elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Açıkçası çok da yararlandığımı söyleyebilirim.
Her ne kadar sosyal medya mecraları günlük yaşamımızda ağırlıklı bir yer tutsa da bu mecralarda yapılan paylaşımların da ağırlıklı olarak haber içeriklerinden oluşması, medya etkinliğinin belki de eskisinden daha fazla yer aldığını bize gösteriyor.
Güncel konular, gelişmeler ve bunlara bağlı olarak üretilen haber-yorumlara duyulan ihtiyaç, günlük gazetelerin ve bu gazetelere bağlı internet sitelerinin önemini artırıyor. Detaylı içeriklere ulaşma ihtiyacında ise başvuru kaynağı olarak dergiler ön plana çıkıyor. Ülkemizde ekonomi, siyaset ve sektörel alanlarda uzun zamandır yayın hayatını sürdüren ve prestijini koruyan dergiler var.
Ancak eğitim alanında dergiciliğin çok ön plana çıktığını göremiyoruz maalesef. Türkiye'de eğitim dergiciliğini, 19 yıldır aylık olarak yayın hayatını sürdüren ve eğitim sektörünün yakından takip ettiği Artı Eğitim Dergisi'nin Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Cem Kaçmaz ile değerlendirdik.
EĞİTİM ALANINDA DERGİCİLİK
Eğitim yayıncılığının çok hassas bir alan olduğunu belirten Kaçmaz, eğitimin bir ülkenin geleceğini belirleyen en önemli unsurlar arasında yer aldığının, bu nedenle yapılan yayıncılığın da bu sorumluluğun bilincinde olması gerektiğinin altını çiziyor. Eğitim alanında çok az dergi yayınlandığını, Artı Eğitim Dergisi'nin sürdürülebilirliğini nasıl sağladığını sorduğumda ise şunları söylüyor: "Eğitim, doğumdan yaşamın sonuna kadar süren bir olgu. Herkesin ilgisini çekebilecek konu ve içerikler farklı bakış açılarıyla yansıtılabilir."