Küresel ısınma ve doğal kaynaklarımızın bilinçsiz kullanımı, evimiz olan dünyamızı her geçen gün yaşanılır bir yer olmaktan çıkarıyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın raporuna göre 1970 yılından sonra bazı hayvan türlerinin popülasyonunda yüzde 68 azalma gerçekleşti. Uğur Okulları Genel Müdürü Nil Çiçek ile gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakabilmek için neler yapabileceğimizi değerlendirdik. İklim değişikliğinde en büyük etkenlerden biri olan karbon salımları, doğal kaynaklarımızın tükenme tehlikesi, dünyanın hızla artan su ihtiyacı Birleşmiş Milletler (BM) dahil uluslararası ve bölgesel tüm örgütlerin gündemlerinde yer alıyor. Özellikle karbon salımı o kadar önemli bir konu ki dünyayı sürdürülebilir kılabilmenin adeta bir anahtarı durumunda. Öte yandan 2021 Dünya Su Gelişim Raporu'na göre; günümüzde 2 milyardan fazla insan su ile ilişkili sorunların bulunduğu bölgelerde yaşıyor. Küresel nüfusun yaklaşık yüzde 45'ini oluşturan 3.4 milyar insan arıtma tesislerine erişimden yoksun. Dünyanın, 2030 yılına kadar yüzde 40'lık bir küresel su açığıyla karşı karşıya kalacağı öngörülüyor. Nil Hoca diyor ki, bizler dünyada yaşanan tüm sorunların çözümünde eğitimden ve bilimden faydalanmamız gerektiğini biliyoruz. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan 17 maddelik Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında 4. sırada Nitelikli Eğitim, 12. sırada ise Sorumlu Üretim ve Tüketim yer alıyor. Bu amaçları ilke edinerek başlattığımız Uğur'da Sorumlu Üretim ve Tüketim Programımız ile tüm yaş gruplarında Tarım ve Gıda, Enerji, Su ve Geri Dönüşüm temalarında eğitimler veriyor, eylem planları gerçekleştiriyoruz. ULUABAT GÖLÜ'NÜN YARISI Bugüne kadar kat ettiğimiz yol ise gurur verici. Enerji temamız kapsamında öğrencilerimizin 15 dakika ışık kapatma, daha az elektrikli eşya kullanma, prizdeki fişleri çekmek gibi farkındalık eylemleriyle 2 ayda evlerde kişi başı