Bugünden geleceğe sürdürülebilir eğitim

Eğitim süreci hayatın özeti, geleceğin ise temeli. Bu nedenle Türkiye'nin en önemli gündem başlıklardan biridir eğitimin geleceği. Biliyoruz ki eğitimde niteliği artırmaya yönelik adımlar, nesilleri güçlü bir şekilde geleceğe taşıyabilir. Özel ve devlet okulları arasında ortaya çıkan pozitif rekabet, sektöre değer katmak adına önemli fırsatlar yaratıyor. Ancak bu olumlu rekabetin en önemli ayaklarından biri olan özel okullar, son zamanlarda alarm durumuna geçti. Özel okulların beklentileri, özel okul açma kriterleri ve gelecekteki eğitim yönetimindeki anlayış gibi konular gündemi meşgul etmeye başladı. Merak edilen konuları, Eğitim Girişimcisi ve Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Kalko ile masaya yatırdık. Sorunları, çözümleri ve geleceği konuştuk. Mart 2020 itibarıyla ortaya çıkan salgın nedeniyle derin yara alan özel okullar, şimdi de olağanüstü ekonomik koşullar nedeniyle ağır maliyetlerle karşı karşıya. Eğitim ücretlerinin artan enflasyon karşısında erimesi, yapılan sözleşmeler gereği artan eğitim maliyetlerinin velilere yansıtılmaması ve kontenjan konusu sektörün sorunlarının başında gelmekte. Peki, Türkiye'de özel okullardaki doluluk oranı ne Sektör yüzde 35 doluluk oranıyla çalışıyor. Eğitim standartlarını koruma yükümlülüğü olan özel okullar enflasyondan yakınıyor. Sorunlarını bakanlığa giderek ileten ve destek bekleyen özel okulların, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan 3 isteği var. Özel okullar yeniden öğrenci başı eğitimöğretim desteğinin gelmesi, SGK işveren hisse priminin bu yıl için özel okullardan alınmaması ve KDV başta olmak üzere özel okullarla ilgili yeni bir vergi düzenlemesinin, sektöre rahat bir nefes aldıracağı görüşündeler. GELECEKTEKİ EĞİTİM ANLAYIŞI Özel okullar bakanlıktan destek beklerken, son zamanlarda dijitalleşmeyle birlikte