Okul, öğretmenleri kadar iyi olabilir; ne fazla ne eksik

Eğitimci Dr. Işıl Boy Ergül ile eğitim teknolojilerini ve öğretmen eğitimlerini konuştuk. "Kitabın ve kalemin bile okullarda kullanılması yüzyıllar almışken bugün henüz evrimini tamamlamamış teknolojileri öğretimimize entegre etme hayalini kurarak sınırlı kaynaklarımızı bunlara harcayarak devrim yaratmasını bekliyoruz. Nitelikli eğitimin en önemli hedeflerinden biri de nitelikli öğretmenlerin sayısının artırılmasıdır . Eğitimin en güçlü aktörü öğretmendir." "İşleriniz iyi gidiyorsa eğitim bütçesini iki katına çıkarın, kötü gidiyorsa dört katına. Sınıftaki zaman konu anlatımı yerine, konu anlatımının öğrencinin kendi hızında planlanması ve sınıftaki ders saatinde konuyla ilgili derinleşmeye ve tartışmaya ayrılması önemlidir. Öğretmenlerimiz değişimin öncüleridir." Eğitimimizin güncel sorunları nelerdir Büyük resme baktığımızda eğitimi, sistem yaklaşımı altında incelememiz gerekir, çünkü eğitimin kendisi bir sistemdir ve diğer sistemlere entegredir. Bu yüzden sorunların ortak akılla, multidisipliner bir yaklaşımla çözülmesi gerekir. Eğitimin güncel sorunlarını çalışma alanlarım olan "eğitim teknolojileri" ve "öğretmen eğitimleri" boyutlarında paylaşmak isterim. Yeni teknolojilerinin doğru bir yol haritası olmadan derslerde kullanımının yaygınlaştırılmaya çalışılması önemli bir sorundur. İyi bir uygulama yapma niyetiyle başlanan projelerin gelinen noktada maddi kayıp, öğretmene ve öğrenciye ek bir yük olma ihtimali çok yüksektir, geçmişte de hem devlet okullarında hem de özel okullarda benzer uygulamalar görülmüştür. Kitabın ve kalemin bile okullarda kullanılması yüzyıllar almışken bugün henüz evrimini tamamlamamış teknolojileri öğretimimize entegre etme hayalini kurarak sınırlı kaynaklarımızı bunlara harcayarak devrim yaratmasını bekliyoruz. Tabii ki içinde bulunduğumuz zamanda bir teknolojiyi kullanmak için yıllarca beklememize gerek yok, ancak atılan aceleci adımların olumlu sonuçlara sebep açmadığı da ortada. Çoğu zaman okulların başarısı öğrencinin akademik başarısı ile bir tutuluyor ancak OECD raporuna göre öğrencinin akademik başarısı öğrencin iyi olma hali ile yakın ilişkili, burada önemli bir etken öğretmenin iyi olma hali. Özellikle son 1 yılda mesleği bırakan öğretmenlerin sayısında ciddi bir artış oldu. Bunun birinci sebebi ekonomik nedenler, diğer önemli bir sebep de mesleğin itibarsızlaştırılması. Eğitim öğretim yılının başlamasına rağmen hala birçok kurumun öğretmen araması oldukça üzücü ve düşündürücü bir durum. Sistem bilimci Peter Senge'in de belirttiği gibi "Kurumlar kolektif öğrenme yetenekleri sayesinde hayatta kalırlar." Bunun için de çaba gösterilmesi gerekiyor. Türkiye'de 30 yaş altındaki öğretmen oranı OECD ortalamasına kıyasla oldukça yüksektir. Türkiye'de ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim kademelerinde görev yapan yaklaşık her beş öğretmenden biri 30 yaş altındadır. Genç öğretmenlerin gelişime ve yeniliğe açık olması, motivasyonlarının yüksek olması, bilgilerinin güncel olması gibi faktörler iyi değerlendirildiği takdirde genç öğretmenlerin potansiyelinden eğitim öğretim niteliğini artıracak şekilde faydalanılabilir. Ancak genç öğretmen nüfusunun yaş ortalamasıyla paralel olarak deneyim azlığının beraberinde getirdiği bazı dezavantajları gidermek amacıyla, ihtiyaç duyacakları mesleki gelişim ihtiyaçlarının belirlenmesi ve ilgili eğitimlerin sağlanmasında deneyimli öğretmenlerin birikimlerinden yararlanılarak ciddi bir destek mekanizması sağlanması gerekmektedir. Öğretmen eğitimleri neden önemlidir ve nasıl planlanmalıdır UNESCO tarafından hazırlanan sürdürülebilir kalkınma amaçlarının 4.sü "Nitelikli Eğitimdir". Tüm kalkınma hedefleri birbirine bağlıdır ve eğitim, sürdürülebilir kalkınmanın sadece ayrılmaz bir parçası değil aynı zamanda önemli bir destekleyici olduğundan nitelikli eğitimin sürdürülebilir kalkınma planlarına ve stratejilerine dâhil edilmesi zorunludur. Nitelikli eğitimin en önemli hedeflerinden biri de nitelikli öğretmenlerin sayısının artırılmasıdır . 4. Sürdürülebilir Kalkınma Amacının Uygulanması İçin Eylem Çerçevesi, öğretmen eğitiminin desteklenmesinin nitelikli eğitim amacına ulaşılması için kilit rol oynadığını savunmuştur. Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu'nun da belirttiği gibi "Eğitimin kalitesi hiçbir zaman öğretmenin kalitesini aşamaz. Okul, öğretmenleri kadar iyi olabilir; ne fazla ne eksik. Eğitimin en güçlü aktörü öğretmendir." Eğitimciler, okul liderleri ve öğretmenler; gelecek nesilleri hazırlamak için kolektif sorumlulukta hayati bir rol oynarlar. Öğretmenlerin çağın gerekliliklerine hızla adapte olup öğretim metot ve yöntemlerini daha etkili hale getirmelilerdir. Wahl, 2000 yılında yaptığı araştırmasında, teknoloji fonlarının 70'inin öğretmen eğitimine harcanması gerektiğini ve 30'unun teknoloji altyapısına harcanması gerektiğini belirtmiştir. Yazar Tom Peters'ın da belirttiği gibi "İşleriniz iyi gidiyorsa eğitim bütçesini iki katına çıkarın, kötü gidiyorsa dört katına." Nasıl ki öğrencilerin bireysel farklılıkları varsa öğretmenlerin de eğitimleri planlanırken bireysel farklılıkları göz önünde bulundurmalı ve bu eğitimler yetişkin öğrenme prensipleri doğrultusunda planlanmalıdır. Öğretmenler eğitime istedikleri yerde istedikleri zamanda erişebilmelidirler. Aynı zamanda eğitimlerden sonra profesyonel öğrenme toplulukları oluşturulması gerekir ki öğretmenler öğrendiklerini bu topluluklarda paylaşıp öğrendiklerinin etkisini artırabilsinler. Gelecekte eğitim ve eğitim teknolojileri nasıl şekillenecek Gelecekte Bax'ın 2003'te yayınladığı makalede belirttiği gibi teknoloji kalem, defter gibi olmasa da eğitimde kullanımı yaygınlaşarak normalleşmeye başlayacak. Yıllardır uygulanmaya çalışılan ters yüz öğrenme modeli daha da yaygınlaşacak. Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR) uygulamaları hâlâ hayal edildiği gibi yaygınlaşmasa da gerçek ve sanal dünya ile insan-makine etkileşiminin birleşimi olan XR (Genişletilmiş Gerçeklik) sınıflarda daha çok görülebilir. XR, Artırılmış Gerçekliği (AR), Karma Gerçekliği (MR) ve Sanal Gerçekliği (VR) kapsar, bilgisayar tarafından değiştirilmiş gerçekliğin tüm biçimlerini içermektedir. Öğrencilerin kendi başlarına öğrenebilecekleri sistemler çoğalacaktır, bu süreçte içeriğin öğrenmeyi sağlayabileceği ama bir eğitim ortamı oluşturulamayacağının bilinmesi gerekir. Bu yüzden sınıftaki