Biliyoruz-bilmiyoruz demeyin | Şehrinizi yeniden keşfedin

Bu hafta yaşadığımız şehirde bir turist gibi gezmenin rehberini hazırladım. Sadece İstanbul'dan değil, Bursa, Ankara Antalya'dan da önerilerim var. İster kısa bir hafta sonu gezisi planlayın, ister gün içinde yolunuzu biraz değiştirin; bu liste çok işinize yarayacak...Keşif yolculuğu her zaman önce özden başlıyor. Halka halka genişlediğini hissediyor insan aradıkça, buldukça, öğrendikçe... Sonra o dalgalar başka dalgalarla karışıyor ve muhteşem bir mozaik oluşuyor. Her şeyi kaydeden su gibi, kültürler de birikerek bir kayıt oluşturuyor özümüzde. En çok da doğduğumuz ve doyduğumuz coğrafyaların etkisiyle şekilleniyor hayatlarımız. O sebeple bu hafta sizi, yaşadığınız şehri farklı bir gözle yeniden keşfetmeye davet ediyorum. Yazıda sizin için lezzet durakları da gizledim. Öncelik megakentimizin Biliyoruz-bilmiyoruz demeyin, İstanbul'u keşfetmeye Tarihi Yarımada'dan, Sultanahmet'ten başlayın. En göz önünde ama en çok ıskalanan yerdir burası. Sıfır noktasıdır... Topkapı Sarayı'nda, güzelliğiyle tüm imparatorları büyüleyen Sarayburnu'ndan manzaranın tadını çıkarın. İmparator İoustinianos'un rüyasından günümüze ulaşan Ayasofya'da zamansız bir tapınakta olmanın farkına varın. Tam karşısında 6 minaresiyle Sultanahmet Camisi'nin ihtişamıyla büyülenin. Pek kimsenin dikkatini çekmese de tüm Antik Roma yollarının başlangıcı kabul edilen Milion Taşı'na bir selam verin. Yerebatan ve Şerefiye sarnıçlarının gizemli havasına kaptırın kendinizi. Tarihi Yarımada'yı deneyimlediğiniz günü taçlandırmak içinse Yunus Emre Akkor'un elinden Anadolu'nun özel lezzetlerini tadabileceğiniz Galeyan Restaurant'ı (galeyanistanbul) deneyin. Sonra Karaköy'e geçin. Galata'nın yamacına sığınmış, Tarihi Yarımada'nın en güzel manzaralarından birine sahip olan semtte yüzyıllardır bir arada olan üç büyük dine ait yapıları keşfedin; Arap, Yeraltı ve Azapkapı camileri, Surp Krikor Lusavoriç, Surp Pırgiç ve Rus Ortodoks çatı kiliseleriyle Aşkenaz ve Zülfaris sinagogları zamanlarının ruhunu anlatmak için sizi bekliyor. KaraköyVoyvoda Caddesi'nde yürürken 19'uncu yüzyıl mimarisine hayran kalmak, Kamondo Merdivenleri'nden veya Yüksek Kaldırım'dan yürüyerek Galata'ya çıkmak, vapurdan indiğinizde göreceğiniz neoklasik üsluba sahip binanın üzerindeki heykellere selam vermek Karaköy'ü farklı bir gözle görmenizi sağlayacak birkaç öneri. Galataport'ta iki lezzet durağı tavsiye edeceğim size; alışıldık Kiva tatlarını yeniden yorumlandığı menüsüyle Kiva Galataport (kivarestoran) ile Akdenizli ve Asyalı bir menü sunan Frankie (frankieistanbul). SALT Galata'nın içindeki 'toprak ana'dan ilhamla tasarlanmış lezzetleriyle Neolokal (neolokal) ise semtteki bir diğer favorim. Sadece benim değil, bu yazı yazılırken Maksut Aşkar'ınbaşında olduğu Neolokal kentin ilk Michelin yıldızlı restoranlarından biri oldu. Devam edin yolunuza; Osmanlı'nın en önemli saraylarına ev sahipliği yapan, Barbaros Hayrettin Paşa'nın da kendine mesken olarak seçtiği Beşiktaş'ta bir mola verin. 17'nci yüzyıla kadar aslında liman olarak kullanılan bir koyken sonra deniz doldurularak sarayın eğlence ve dinlence mekânına, bir has bahçeye dönüştürülmüş. Önerim, sokaklarına dalıp sürprizlere hazırolmanız. 1875'te, Dolmabahçe Sarayı'nın üst düzey çalışanları için özel bir konut projesi olan Akaretler'e düşürün yolunuzu. Saray ressamlarından Fausto Zonaro ile Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Hanım'a da ev sahipliği yapan Akaretler'de, caddenin hemen girişindeki Vedat Tek imzalı binayı görün. Barındırdığı 20 bin eserle, alanında dünyanın sayılı müzelerinden biri olan Deniz Müzesi'ni, bir Mimar Sinan eseri olan Sinan Paşa Camisi'ni, Dolmabahçe Sarayı'nın mimarı Garabet Amira Balyan'ın imzasını taşıyan Surp Asdvadzadzin Kilisesi'ni de listenize ekleyin. Yemek için dekorasyonunu ve ambiyansını çok beğendiğim Daze Akaretler'i öneririm (dazeakaretler). Son zamanlarda denediğim en iyi restoranlardan. Swissôtel The Bosphorus'ta açılan Madhu's (madhusistanbul) da dördüncü jenerasyon geleneksel Hint mutfağı sunuyor. İstanbul'da sonunda tam layıkıyla Hint lezzetlerini tadabileceğimiz özel bir yer. İstanbul'un merkezinde muhteşem Boğaz manzarasıyla şehrin en lezzetli İtalyan mutfağına sahip Da Vittorio Ristorante, Mövenpick Bosphorus'un (movenpickbosphorus) roof katında. Renaissance Bosphorus Hotel'in (renaissancebosphorushotel) terasındaki 212 Restoran'ın menüsünde de ayurvedik dokunuşlar var. Boğaz'da yürünür...İstanbul'un Boğaz hattı tam bir günü hak eder. Boğaz'da yürünür, yürüyün. Galatasaray Adası'nın tam karşısına konumlanan Kuruçeşme'ye varınca karşı kıyıdaki Kuleli Askeri Lisesi ile selamlaşırsınız. Sahildeki Tezkireci Osman Efendi Camisi ile 17'nci yüzyılda yapılan Köprülü Hemşire Çeşmesi'ni görüp ara sokaklara dalarsanız, Surp Haç Ermeni Kilisesi, Ayios Dimitrios ve Aya Yani kiliseleriyle Ayios Sotiros Ayazması burada göreceklerinizin sadece birkaçı. Mandarin Oriental Bosphorus'un sahilindeki Olea Bosphorus The Bar (oleandthebar), şef Fabio Brambilla yönetiminde şehrin yeni İtalyan lokantası. Kökeni Latince olan ve zeytin anlamına gelen Olea, İtalyan geleneksel tariflerini sunuyor. Kuruçeşme'de açılan bir diğer İtalyan lokantası da Stefano (stefanobyismetsaz). Galatasaray Adası'nın tam karşısındaki konumu, Kuleli ve İstanbul Boğazı manzarasıyla fark yaratan restoranın mutfağı 'İncili Gastronomi' ödüllü şef İsmet Saz'a emanet.BURSALezzeti de maneviyatı da bolKoza HanAnadolu'da maneviyatın merkezlerinden biridir Bursa. Şehrin en sevdiğim dini yapısı, 1400'lü yıllarda 1. Bayezid'in yaptırdığı merkezdeki Ulu Cami. Caminin yanındaki Kapalı Çarşı ve birbirinden şık ipeklileri bulacağınız Koza Han'a uğrayıp avlusunda bir keyif kahvesi için. Adını aldığı yeşil çinilerle büyülü bir atmosfere sahip olan Yeşil Cami, 1424'te yapılmış. Muradiye Camisi, 2. Murat'ın kente armağanı ve bir Osmanlı padişahının Bursa'da yaptırdığı son cami. Zennup 1844Bu yapılara ek olarak şehirde; Hüdavendigar Külliyesi, Yıldırım Külliyesi, Orhan Gazi Külliyesi, Bey Hanı, Osman Gazi ve Orhan Gazi türbeleriyle Emir Sultan Camisi'ni de ziyaret edin. Panorama 1326 Fetih Müzesi'ni ve Irgandı Köprüsü'nü görüp Bursa Botanik Park'ta soluklanın. Dönerken Kafkas'tan (kafkasturkey) kestane şekerinizi alın. Yemek içinse