15 adımda Konya'yı anlama rehberi

İç Anadolu'nun en güzel kentlerinden Konya, keşfedilecek o kadar çok şey saklıyor ki... İnsanlık tarihinin dönüm noktası Çatalhöyük'ten Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerine, evrensel hoşgörü timsali Mevlana'dan Japon Parkı'na, et yemeklerinden Mevlevi mutfağı restoranlarına kadar işte size Konya'dan 15 öneri!Mevlana Türbesi ve Müzesi Konya'nın olmazsa olmaz adresi. Şehri keşfetmeye, tüm insanlığa yaptığı 'Gel, ne olursan ol, yine gel' çağrısı 13'üncü yüzyıldan günümüze ulaşan Mevlana'nın türbesini ziyaret ederek başlayabilirsiniz. Her yıl Türkiye'nin en çok ziyaret edilen müzeleri arasında ilk sıralarda oluyor. Dergâh olarak kullanılan bu yerde gezerken aklınızda bulunsun, burası geçmişte Selçuklu Sarayı'nın gül bahçesiydi... Şems -i Tebrizi Türbesi Hz. Mevlana'nın yol arkadaşı hatta onun yaşamındaki dönüm noktası olan Şems-i Tebrizi'nin Konya'da vefat ettiğini düşünenler de var, şehirden ikinci kez ayrıldıktan sonra izini kaybettirdiğini düşünenler de... Bu konuda görüş ayrılığı olsa da adını taşıyan park ve içinde sandukasıyla mütevazı cami ona adanmış. Konya'daki en önemli manevi noktalardan biri. Ateşbaz Türbesi İnanç durakları sizin için önemliyse Meram'daki Ateşbaz Türbesi'ne de uğrayabilirsiniz. Ateşbaz Veli Hazretleri, Mevlana'nın en önemli öğrencilerinden biri. Mevlevilikte herkesin bir görevi var; ateşbaz da mutfaktan sorumlu olan kişi, yani günümüzdeki tabiriyle aşçıbaşı. Gezilecek çok büyük bir yer değil ama söylenene göre dünyada bir aşçı için yapılan tek türbeymiş. İnce Minareli Medrese Selçuklu vezirlerinden Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1254'te yaptırılan medresenin işçiliği hayranlık uyandırıyor. 1956'da Sahip Ata Müzesi'ne dönüştürülmüş. İçinde Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalma eserleri görebilirsiniz. Aziziye Camisi 1867'de Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevniyal Valide Sultan için yaptırılmış. Çarşının kalbinde bir mücevher gibi duruyor. Barok üslubun ağır bastığı caminin en ilginç özelliklerinden biri, pencerelerin kapıdan büyük olması. Tarihi Bedesten 40 sokakta yüzlerce dükkânın olduğu çarşıyı adımlamanın en güzel yanı, misafirlikten çıkıp şehrin günlük hayatına karışmak. Buradaki ticaretin tarihi binlerce yıl geriye gidiyor; çarşının bugünkü planlamasıysa 16'ncı yüzyıldan miras. Karatay Medresesi Sultan 2. Keykavus döneminde inşa edilmiş, işçiliğiyle kendine hayran bırakan bir yapı. Sille taşından yapılan medrese, zamanında hadis ve tefsir çalışmaları için kullanılmış. Bugünse Çini Eserleri Müzesi... Konya Arkeoloji Müzesi Ne yazık ki çok bakımlı ve büyük değil ama mutlaka uğrayıp eserleri görün. Neolitik dönemden başlayan katman katman bir kültür geçişine tanık olup üzerinde yaşadığımız toprakların zenginliğini bir kez daha fark edeceksiniz. Çatalhöyük Sadece Konya'nın değil ülkemizin en büyük hazinelerinden Çatalhöyük'ü ziyaret etmeden Konya'dan ayrılmayın. Tarih ve arkeoloji meraklıları için büyük bir heyecan kaynağı Çatalhöyük'e ayak basmak. O heyecanı hissetmek için Çumra ilçesindeki Küçükköy mevkisine doğru yol alırken birazdan insanlık tarihinin dönüm noktasına tanıklık edeceğinizi düşünün. İnsanların mağaralardan çıkıp toplu halde yaşamaya başladıkları ilk yer burası. Dolayısıyla ilk mahalle kültürü ve komşuluk ilişkileri burada başlamış. Kazı alanını gördükten sonra örnek Çatalhöyük evlerini gezdiğinizde burada nasıl bir yaşam olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Alâeddin Tepesi ve Camisi Şehrin en özel yerleri arasında. Tepeye inşa edilen aynı adlı caminin yapımına 1116'da I. Rükneddin Mesud döneminde başlanmış ve I. Alaattin Keykubat döneminde tamamlanmış. Avlusunda I. Mesut, Kılıç Arslan, II. Rüknettin Süleyman, I., II. ve III. Gıyasettin Keyhüsrev, I. Alaattin Keykubat ve IV. Kılıç Arslan'ın mezarları var. Kentin hâkimi Selçuklu mimarisi ancak Selimiye Camisi gibi klasik Osmanlı yapıları da var.Selimiye Camisi Selçuklu etkisinin baskın olduğu şehirde, klasik Osmanlı mimarisinin izlerini taşımasıyla dikkat çekiyor.