Üç kız kardeş

Haydarpaşa'da demiryollarında işçi olarak çalışan Karslı Kurbani amca, hanımı ve üç kızıyla Ümraniye Aşağı Dudullu'da oturuyordu.

Karslı bir emekli öğretmenin altı daireli aile apartmanındaki tek yabancıydılar.

Sağ girişte oturuyorlardı ve evin hanımı apartmanın temizliğini de yaptığı için kira ödemiyorlardı.

Kurbani amca en büyük kızı Ayten'i ilkokuldan sonra okutmamış, 21 yaşına geldiğinde evlendirmişti.

Ayten'in kocası polisti. Görücü usulü evlenmişlerdi ama harika bir uyum yakalamışlardı. Hatta polis Murat, tanıdığı bir gazeteci sayesinde, müstakbel eşine evlilik teklifini bir bulmaca içinde yapmış, bu sürpriz Ayten'i "eritmişti."

Birbirlerinin gözünün içine bakarak, sürekli sevgilerini belli ederek mutlu mesut yaşıyorlardı.

Çocukları olmamıştı ama bu eksikliği, dolu doyum sevgileriyle kapatıyorlardı. Hatta çocuksuzluk onları birbirlerine daha da kenetlemişti.

Ortanca kızı Şehnaz'ı da ilkokuldan sonra okutmamıştı Kurbani amca. Evine kadar gelerek "Şehnaz'ı ablası gibi yapma, mutlaka okut onu. Bu kızda gelecek var" diyen öğretmene rağmen.

Baba, Şehnaz'ı 20 yaşında "baş göz" etti. İkinci damat da polisti. İlk damadının tavsiyesi ile bu izdivaç yapılmıştı. İki damat arkadaştı.

Polis Hasan, bacanağından daha romantik çıkmıştı. Ümraniye Devlet Hastanesinin karşısındaki çiçekçiye 52 gülün parasını peşin vermişti ve -evlendikleri gün olan- cumartesileri akşam eve mutlaka bir gülle geliyordu.

Şehnaz Hasan çiftinin bir kızı doğdu. Çift, birbirlerine sırılsıklam âşık gibiydi; kız bu mutluluğun fiyongu oldu.
Şampuan reklamlarındaki çocuklardan daha güzeldi Merve.

Üçüncü kız Gözde, okumaya kararlıydı. Mecburi eğitimi ablaları gibi beş yıl değil sekiz yıl okuduğu için babasına karşı direnmeyi "başarmıştı."

Babasının en sevdiği kızı liseye başladı.

2010 senesinde aile için iki önemli şey oldu:

Birincisi Kurbani amca emekliye ayrılıp faal hayattan çekildi.

İkincisi Gözde, Rus Dili Öğretmenliği okuduğu üniversitenin son senesinde hem evlendi hem boşandı.