Sevgili...
Doğrusu sana nasıl hitap edeceğimi ve bu kısıtlı zaman içinde sevgimi nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Ama bu riski almak, bu sürprizi yapmak istiyorum.
"Uyuyunca seni uyudum, uyanınca sana uyandım" gibi bir şey demişti bir sair. Bence de sabah uyanır uyanmaz insanın aklına gelen ilk şey, en samimi olduğu şeydir. Seni tanıdığım günden beri her uyanışımda ilk aklıma gelensin.Yalan mı doğru mu bilmiyorum; bir insan kalbi, bir başka insana âşık olup olmayacağına otuz saniyede karar veriyormuş. İki ay önce seni ilk gördüğümde çok özel biri olduğunu hemen anladım. O andan itibaren gözümün önünde olmadığın zamanları kayıp saydım. Artık tuttuğum her dilekte sen vardın."Galatasaray bu maçı kazanırsa o da seviyor, filmdeki kapıdan önce kadın girerse o da seviyor, bilgi yarışmasındaki adam bu soruyu bilirse o da seviyor, bu kibrit kutusu dik durursa o da seviyor, şimdi bana bakarsa o da seviyor" gibi.Uzattığımı biliyorum ama tünelden çıkmış gibiyim. Aklıma eseni yazıyorum; bir bütünlük ve mantık yok. Zaten seni tanıdığımdan beri mantıkla isim yok! Başkalarıyla neşe içinde konuştuğunu görünce etlerimin kerpetenle parça parça koparılma acısını yasamamın mantığı olur mu Seni, sarsılmaz bir duygu ve zamanın yıpratamayacağı bir kuvvet ile sevdiğimi iyi biliyorum. Zorluğunu ve anlamını bilerek diyorum ki, nefesim oldukça seni seveceğim...