ÖĞRETMEN YEM EVİ

Akşam yorgun argın apartmandan içeri girip bir kat merdiven çıktıktan sonra, daire kapısının yanındaki posta kutusunda elle yazılmış bir pusula buldum:

Emekliye ayrıldık. Komşularımızla küçük bir kutlama yapmayı planlıyoruz. Bize katılır mısınız
Devrim Hasan

Devrim Hanım ile kocası Hasan Bey, yıllardır bizim apartmanın en üst katında oturuyordu.

Her sabah birlikte aşağı iner, otomobillerine biner, okullarına giderlerdi.

Aynı okulda Devrim Hanım müdire, Hasan Bey biyoloji öğretmeniydi.

Emekli olma sürelerini çoktan doldurmuşlardı ama demek ki şimdi ayrılmayı uygun gördüler.

Apartmanımızda 18 daire vardı. (Deri tüccarı Mustafa amca memleketi Mardin'e gittiği için) davete 16 komşu katılmıştık. Hemcinsler rahat sohbet edebilsin diye kadınlar oturma odasına, erkekler salona alınmıştı.

Hep pencereden gördüğüm Devrim Hoca'yı ilk kez bu kadar yakından görmüş oldum. Zarif bir hanımefendiye benziyordu. Kızı ile birlikte servis için salona girip çıkıyordu.

İkram işi bitince Devrim Müdire de salonda oturdu, konuşmaya başladı:

- Yorulduk artık. Biraz da genç meslektaşlarımız çalışsın. Geriye dönüp baktığımda, vicdanen müsterihim. Cumhuriyet değerlerine bağlı, karakterli, kişilikli, özgür ruhlu öğrenciler yetiştirdim.

Araya girdim:

- Bundan sonra evde mi oturacaksınız, bir meşgaleniz olacak mı

- Evde oturmak olur mu Bir küçük dükkân açmayı planlıyoruz; hobi, eğlence kabilinden...

Kocası Hasan Bey, konuşma cezası almış öğrenci gibi sessizce kurabiye yiyordu.

- Ne dükkânı olacak bu, diye sordu Ali.

- Dünürümüz Süleyman Bey Eminönü'nde kedi köpek maması ve kuş yemi satıyor. İşleri gayet iyi. Biz de bir bakıma onun şubesi gibi bir şey yapacağız burada.

Gerçekten de kısa sürede dükkânı kiraladılar. Hemen bizim apartmanın karşı caddesinde, yeni yapılan binanın giriş katında, bizim balkondan görünecek konumda bir yer.