Nina'yı dinliyoruz:
"2013 yılının Kasım ayıydı.Moldova'nın Rişcani şehrinden İstanbul'a 'farklı niyetlerle' gelmiştim.Çünkü arkadaşlarımdan bazıları gayrimeşru yolla zengin olup, ülkemize geri dönmüştü.Anaokulu öğretmeniydim.*****Ataşehir'de birkaç gün arkadaşımda kaldıktan sonra kendim için bir ev aramaya başladım.Emlakçı Ömer'e rastlamam hayatımın dönüm noktası oldu.*****Ben birinci görüşmede dost, ikinci görüşmede hayran, üçüncü görüşmede âşık oldum Ömer'e.Hayatımda böyle mert, dürüst ve yiğit adam görmemiştim.Evlenme teklifime 'Müslüman olursan kabul' dediğinde, ben zaten onun yaşadığı hayat hangi din ise en doğrusu odur diye düşünüyordum.İkimiz de yirmi beş yaşındaydık.*****2015 yılıydı.Altı aya yakın karnımda taşıdığım bebek düşük olunca, hayatım karardı.Bazı tetkikler yaptıran doktor daha kötüsünü de söylemişti: 'Hormonal dengesizlikler sebebiyle doğurganlık yolculuğunuzun sonuna gelmiş olabilirsiniz.'Ömer hep yanımdaydı. Öğretmen ben değil oymuş gibi, bana mükemmel psikolojik destek verdi.*****Yaşadığım boşluğu başka bir çocukla doldurdum.Şöyle:Bir ajans üzerinden ünlü bir aile ile tanıştım; kızlarına bakmak için.Anne, televizyon sunucusu. Baba, eski bir televizyon gezgincisiydi. (Şimdi YouTube'da gezi programları yapmaya devam ediyor.)Bakımını üstlendiğim dünya tatlısı Azra ile çok iyi kaynaşmıştık.*****Azra'nın annesi ile babası kopma noktasındaydı.Annenin bir dizi oyuncusu ile ilişkisi olduğu haberini magazin programında, hayır özür dilerim, bir haber sitesinde görmüştüm.Baba ise sürekli seyahatteydi zaten.Hiç unutmam; bir sabah anne her zamanki gibi 'Geç kaldım' diyerek kahvaltı sofrasına uğramadan çıkıp gitmişti. Ardından baba üst kattan inip, o da kahvaltı yapmadan çıkmıştı.Bir köşede, yerde oturan Azra boynu bükük olarak 'Annemle babam beni sevmiyor, öpmüyor' deyivermişti. Daha beş yaşında!'Ah canıımm, ben öperim seni' diye koşup iki koltuk altından kavrayarak yüzümün hizasına kaldırmış, yanağından öpüp bağrıma basmıştım.Çok üzülmüştüm.Bu eve ilk geldiğimde de benzer bir üzüntüyü yaşamıştım. Anne 'Bu çocuk aslında kazara oldu' dediğinde… Bebeğimi yeni kaybetmiştim ve bu söz bana çok dokunmuştu.*****Anne ile baba boşanırken ben Azra'ya talip oldum!Anne, sevgilisi ile birlikte Amerika'ya dil eğitimine gidiyordu.Ne annenin ne babanın çocuklarına ayıracak vakitleri yoktu.Onu ben büyütmüştüm. 'İstediğiniz zaman gelir, görürsünüz' dedim.'İyi de mahkeme velayeti kime verecek Ben bu işlerden hiç anlamıyorum ki' dedi baba."Siz yanlış anladınız, ben evlatlık olarak almak istiyorum, tamamen yani."*****

16