Mutluluk satanlar

Cihat ile Büşra, Adana Yüreğir'de, Girne Bulvarı üzerinde söz, nişan ve düğün malzemeleri satıyordu. Raflara göz gezdirdiğimizde, duvak seti, kurdele, yüzük yastığı, takı çantası, çeyiz kolisi, gelin tefi, iste me cezvesi, el mumu, halay mendili, binbir çeşit gül ve süsleme ürünü görüyoruz.

İkili, okul arkadaşlığı ve iş ortak lığı süresince flört etmiş, geçen yıl evlenmişlerdi.

Ancak evlilik sonrası, öncesi kadar huzurlu değildi.

Akdam Mahallesi'nde babadan kalma iki katlı evin üst katında oturuyorlardı.

Alt kattaki kardeş Nihat ile hanı mı Güzel, bu ikilinin sürekli tartışmaları yüzünden kâh yemekte çatalı ellerinden bırakıyor, kâh oturma odasında üzüntü ile tavana bakıyordu.

Şöyle bir söz vardı sanki:

"Karın ahlaklı ise ne işin var düğünevinde

Düğün senin evinde; gir oyna, çık oyna!

Karın huysuz ise ne işin var ölüevinde

Ölü senin evinde; gir ağla, çık ağla!"

Özetle; Cihat ile Büşra, evlene cek gençlerin en mutlu günlerinde yanlarında oluyordu ama kendileri en mutsuz günlerini yaşıyordu.

Alt kata inelim. Nihat ile Güzel'in dairesine.

Nihat'ın babası ile annesi, Nisan 2022'de arka arkaya koronadan vefat etmeden birkaç ay önce, oğullarına bir kız bulmuştu köylerinden. (Erzincan, Üzümlü, Balabanlı.)

Nihat, çocukken çıktığı köyüne gitmiş, usulüne uygun olarak Güzel ile görüşmüş, tarafların birbirine "içi ısınmıştı."

Güzel, Yüreğir'e geldiği günden beri eşinin üstüne titriyor, Nihat da hanımının bir dediğini iki etmeme ye çalışıyordu. Çocukları olmaması, mutluluklarını bozmadı. Sevgiyle, şefkatle birbirlerinin gözünün içine bakıyorlardı.