Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi...

İstanbul Mahmutpaşa'da işportacıydı. Kuleli'de bir gecekonduda yalnız yaşıyordu. Ama o, hakkında makaleler kaleme alınmış, dergilere kapak konusu yapılmış, kürsülere davet edilmiş, hakkında tez yazılmış, hatta üniversitede ders olarak okutulmuş, Türkiye'nin en "sıradan" şöhretiydi. O "sokakların bilge adamı", hırpani, pejmürde, Necip Fazıl'ın tanımıyla "fare tıkırtısından ürkecek kadar hassas, kralları önünde baş eğdirecek kadar irade sahibi, aslanların önüne atlayacak kadar cesur" biriydi.Mesela bir gün yolda yürürken denk geldiği bir arkadaşı "Hacca gidiyorum, hakkını helal et" deyince,