Annesinin bir tanesini hor görmesinler

Annesi öldüğünde, hiç evlenmemeye karar verdi Gülsün

Oysa kader başka şey söylüyordu.

Üstelik tam da annesinin cenazesine gelen biriyle evlenecekti!

Uzun, çileli, ilaçlarla ve acılarla dolu hastane günleri ölümle sonuçlandığında kırk iki yaşındaydı Gülsün'ün annesi.

Yirmi yaşındaki kızı derinden etkilemişti bu ölüm.

"Bundan sonraki hayatımı babama adayacağım" diye karar verdi kendi kendine

Gülsün'ün öksüz kalışının üzerinden üç buçuk ay kadar bir zaman geçmişti, babası ona meseleyi açtığında:

- Annenin cenazesinde seni görmüş, beğenmiş kızım. Hayat devam ediyor. Ben başımın çaresine bakarım. Senin de kendi hayatını kurman lazım. Çok iyi bir kısmet bu Ben bugün varım, yarın yokum

Gülsün, babasının kendisinden ayrılmayı göze almasına kırılmıştı; konuşmasının devamını duymadı bile

Asık bir suratla, ağır bir sitemle, gözyaşlarını zor tutarak kafasını yavaşça aşağı yukarı salladı, "peki" anlamında

Nişanlısı Orhan ikinci pilottu. Uzun bir prosedürün sonunda mülakata katılıp kazanmış, tam da o koşuşturma günlerinde Gülsün'ün havalimanı yer hizmetlerinde çalışan babasıyla tanışıp dost olmuştu Orhan.

Gülsün'ün hayatındaki büyük değişiklik bununla kalmadı.

Bir gün, babası ikinci şok konuşmayı "Benim de evlenmem lazım" diye başlayarak yapmıştı.

Gülsün yine güzel yüzünü başka yöne çevirip, "peki" diye kafasını sallamıştı.

Üvey anne çabuk ve gürültülü geldi. Dobra bir kadındı. Emekli öğretmendi. Üçüncü kez evleniyordu.

Üvey annenin Gülsün'ü eleştirmeleri giderek azarlamaya dönüşmüştü.

Gülsün nişanlısına rica etti ve iki ay sonraya kararlaştırılmış olan evlilik tarihlerini öne aldırdılar.

Şok Kocası, evliliklerinin ilk gecesinin ilk yarım saatinden sonra bilgisayar başına oturup, Gülsün'ün uyumayı başardığı sabah saatlerine kadar kalkmamıştı.