Survivor'ın temeli olan deney!

Prof. Dr. Muzafer Sherif, sosyal psikolojinin önde gelen isimlerinden biridir. Sosyal psikolojiye grup dinamikleri ve sosyal etkileşim konularında önemli katkılar yaptı. Kariyeri boyunca, sosyal normlar, grup etkileşimi, çatışma ve işbirliği gibi konularda derinlemesine araştırmalar yaptı ve pek çok önemli deney gerçekleştirdi. En bilinen ve etkili çalışmalarından biri, gruplar arası çatışma ve işbirliğini incelediği "Hırsızlar Mağarası" deneyidir. Bu deney Survivor adlı yarışma programının da esin kaynağı sayılır.

Haberin Devamı

"Hırsızlar Mağarası" deneyi, sosyal psikolojinin en bilinen çalışmalarından biridir. Bu çalışma, gruplar arası çatışma ve iş birliğinin kontrollü koşullar altında nasıl geliştiğini inceliyor. "Hırsızlar Mağarası Deneyi", 1954 yazında Oklahoma'daki San Bois Dağları'nın eteklerinde, 200 dönümlük bir kamp alanında gerçekleşti. En yakın yerleşim yerine ulaşmanın bile zor olduğu bu izole ortamda, 11 yaşlarında 22 erkek çocuk, üç haftalık bir yaz tatili kampına katıldı. Prof. Sherif, kamp bekçisi rolünü üstlenerek deneyin tüm ayrıntılarını büyük bir titizlikle tasarladı.

Kampın ilk günlerinde çocuklar, bulundukları ortamı ve gruplarını hızla benimseyerek kaynaştılar. Araştırmacılar, çocukları rastgele iki gruba ayırdı ve onlardan grupları için bir isim seçmelerini istedi. Seçilen isimler "Kartallar" ve "Çıngıraklı Yılanlar" oldu. Çocuklar, bu isimleri tişörtlerine ve flamalarına yazarak gruplarına olan aidiyetlerini pekiştirdiler. Bu süreç, bireysel kimliklerin zamanla grup kimliğine dönüşmesinin ilk adımıydı.

Zamanla iki grubun üyeleri kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturdu. Grup içinde liderler belirdi ve diğer çocuklar onlara koşulsuz itaat etmeye başladı. Araştırmacılar, bu noktada gruplar arasında çatışma yaratma sürecine geçti. Günlük rutinlere birkaç rekabetçi oyun eklendi. Bu oyunlar rekabetin dozajını iyice artırdı. Ayrıca kazanan gruplar madalya ve çeşitli ödüllerle ödüllendirilirken, kaybedenlere hiçbir şey verilmedi.

Ödüller de bilinçli bir şekilde planlandı; örneğin kazanan grup yemeğe erken gidecek ve en iyi yemekleri yiyecekti. Kaybeden grup ise geriye kalanlarla yetinmek zorunda kalacaktı. Bu durum, iki grup arasındaki gerilimi artırarak aidiyet duygusunu daha da pekiştirdi. Kazanma arzusu, rekabeti daha sert hale getirirken, kayıplar düşmanlık hissini güçlendirdi.

Haberin Devamı

Bu aşamadan sonra beklenmedik bir durum ortaya çıktı: Grup üyeleri, karşı gruptakilere giderek daha düşmanca davranmaya başladı. Oyunlarda başarılı olmak, zamanla bir ölüm kalım meselesine dönüştü. Başlangıçta alay etme ve sözlü saldırılarla başlayan düşmanlık, zaman içinde fiziksel şiddete dönüştü. Çocuklar birbirlerinin bayraklarını yaktılar, özel eşyalarını parçaladılar ve rakip grubun alanlarına zarar vermeye başladılar. Her iki grup da kendi üyeleri hakkında olumlu, diğer grup hakkında olumsuz bir düşünce yapısı geliştirdi.