Sanatın piri 'Kazasker Mustafa İzzet Efendi'
Kazasker Mustafa İzzet Efendi, 19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin sanat ve siyaset dünyasının önemli bir ismidir. Hat sanatının en büyük temsilcilerinden birisi olan Mustafa İzzet Efendi, Ayasofya'da asılı büyük levhaların hattatıdır. Hırka-i Şerif Camii ve Bursa Ulu Cami'deki levhalar, İstanbul Üniversitesi giriş kapısının bahçeye bakan tarafındaki yazılar ona aittir. Osmanlı İmparatorluğu'nun bürokrat kadrosu içinde 56 yıl boyunca Kazaskerlik gibi önemli görevlerde bulundu. Yarım asır gibi uzun bir zaman dilimi için dört tanesi öğrencisi olan beş padişahın yakınında bulunmak ve onları tanımak gibi bir ayrıcalığa sahiptir.
Haberin DevamıII. Mahmud, 1826'da Yeniçeri Ocağı ile birlikte lağvettiği mehter ekibinin yerine Muzika-yi Hümâyun'u kurdu. Avrupa'dan Giuseppe Donizetti, İstanbul'a getirtilip "Muzika-yi Hümâyun Ustakârı" unvanı ve "paşa" rutbesi ile göreve başlatıldı. Bütün bu olaylara ve köklü değişikliklere sinirlenen Mustafa İzzet Efendi, bir gün konukların huzurunda II. Mahmud ile tartıştı.
1828'de II. Mahmud, İtalya'dan davet ettiği müzisyenlere Mustafa İzzet Efendi'nin Osmanlı musikisini tanıtmasını ister. Mustafa İzzet Efendi, neyi ile farklı tavır ve makamlarda taksimler geçerek konukları kâh uyutur kâh ağlatır kâh güldürür. Ney taksiminden sonra II. Mahmud'un İtalyanlara 'musikimizi nasıl bulduklarını' sorması ve onların da "Bir şey anlamadık. Çok iptidai, ıslaha muhtaç bir musiki!" demeleri, Mustafa İzzet'i çok kızdırır ve II. Mahmud'a dönüp, "Padişahım, ben kulunuz bu âdemleri insan zannetmiştim. Meğerse yanlış telakkî etmişim. Kendilerini musikimizin büyüleyici kudretiyle uyuttum, ağlattım, güldürdüm. Geçirdikleri istihâlelerin farkında olmayanlara insan denilmez" dediği rivayet olunur
Saraydan uzaklaşmanın yollarını arayan Mustafa İzzet Efendi, hacca gitmek için izin istedi. Hocasıyla konuşup kendisini de kafileye dahil etmelerini ve padişahtan hac yolculuğu için izin istemelerini rica etti. II. Mahmud, Mustafa İzzet Efendi'nin saraydaki fasıllardan uzaklaşmasını istemediği için, 'hac için henüz yaşının çok genç olduğu, kırkından sonra hac olayını daha iyi kavrayacağından bu önemli yolculuk için acele etmemesi' yönünde telkinde bulundu. Ancak o, hocasının yaşını ileri sürerek 'hocasıyla hacca gitmek istemesinin diğer sebebinin de ona hizmet etmek olduğunu' vurgulayarak, hac yolculuğu niyetinden vazgeçmeyeceğini belirtti. Padişah, reddedilmesi mümkün olmayacak bir pozisyonda kaldığı için hiddetlense de belli etmedi ve izin vermek zorunda kaldı.
Haberin Devamı