Çöküş, en güçlü noktada başladı
Osmanlı Devleti'nin Kırım'ı geri almak gayesiyle, 19 Ağustos 1787'de, Rusya'ya açtığı savaş, Avusturya'nın da savaşa dahil olmasıyla bizim aleyhimizde gelişti. Avusturya'nın savaştan çekilmesinden birkaç ay sonra Rusya da barış antlaşması yapmaya razı oldu ve 9 Ocak 1792'de 'Yaş Antlaşması' imzalandı. Bu antlaşma ile Kırım, Rusların hakimiyetine geçti. Bazı tarihçilere göre bu antlaşmayla beraber Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma dönemi başladı. Ancak bu dağılma dönemi çok daha önceleri başladı
Haberin DevamıAhmed Cevdet Paşa, "Tarih-i Cevdet" adıyla bilinen ve Osmanlı tarihini anlatan on iki ciltlik ünlü eserin yazarıdır, ayrıca 1855-1865 yıllarında devletin resmi tarihçisidir. Cevdet Paşa, Osmanlı Devleti'nin çöküşünü Kanuni Sultan Süleyman döneminden başlatır. Osmanlı Devleti'nin en parlak dönemi, aslında sonun başlangıcı olmuştur. Cevdet Paşa'ya göre bu çöküşün iki nedeni vardır: Yerleşik kurallara uymamak ve çağın gereksinimlerini dikkate almamak. Tabii ki düzen bir günde bozulmadı; önceleri farkına dahi varılmayan çatlaklar zamanla genişledi, basit nedenler vahim sonuçlar doğurdu.
Kanuni'nin 46 yıl iktidarda kaldığı dönem her ne kadar sonu zaferlerle neticelenen seferler dönemi olsa da bu seferler hazinenin kayıplarını karşılayacak ganimet geliri getiren seferler olmadı. Bu dönemde imparatorluk doğal sınırlarına ulaştı, seferler eskisi kadar kârlı olmamaya başladı, dolayısıyla hazineye akan para miktarı azaldı. Açığı kapatmak için sürekli para basılması, paranın değerini yitirmesine ve ithalatın artması yerli üretimin düşmesine neden oldu. Kanuni'nin Fransızlara 'Kapitülasyon' yani çok az vergi vererek serbestçe ticaret yapma hakkı tanıması, Osmanlı'yı zor duruma düşüren uygulamalardan bir diğeriydi.
Yeni coğrafi keşifler, ticaret yollarının okyanuslara kaymasını sağladı; dolayısıyla Osmanlı'nın hakimiyetinde olan Akdeniz, yavaş yavaş eski önemini yitirmeye başladı. Doğu ticaretini Portekiz'e kaptıran Osmanlı'nın gelir kaynakları iyice azalmaya başladı. Seferlerin aralıksız sürmesi, ahalinin ve ekonominin yükünün artmasına neden oldu. Kazanılan bazı başarılar, ekonomik yükün gerisinde kaldı. Osmanlı Devleti, ticaret yollarının ve gelirlerinin kendi topraklarından geçtiği dönemlerde sağladığı avantajı yitirdi.
Haberin DevamıAvrupa devletlerinin güçlenmesi karşısında fetihlerin durmasıyla ganimet gelirleri de ortadan kalktı. Devlet, gereksinim duyduğu geliri sağlayabilmek için vergileri artırdı. Vergilerini ödeyemeyen köylüler topraklarını terk etmeye, kasaba ve kentlere göç etmeye başladı. Geçim yolu bulamayanlar eşkıyalığa başladı. Osmanlı'da toplumsal ve ekonomik düzen altüst oldu. İşsizlik ve geçim sıkıntısı bütün kesimlere yansıdı. Kentlerde dikiş tutturamayan ahali, çözümü kırsal alanlara gitmekte buldu. Bu olay, vergi toplama olayını sekteye uğrattı. Hazinenin sıkıntısına rağmen yapılan israflar işin tuzu biberi oldu...