Batı dünyasının geleceği Türklerin elinde

Batı'da Yunanistan'ın provokatif hamleleri dikkat çekiyor. Ege'de adaları silahlandıran Yunanistan, bölgedeki tezlerine uluslararası destek bulmak için provokatif hamleler yapıyor. Bir yandan da ABD'nin topraklarında askeri üs kurmasına izin veriyor. Ukrayna-Rusya savaşı devam ederken Türkiye, Suriye'de PKK terör örgütüne operasyon için hazırlıklarını sürdürüyor. "PKK'yı bitirmeye hazırlanan Türkiye'ye Yunanistan kartı" yorumlarına neden olan ada krizi, bu kez ABD'nin de içinde olduğu bir soruna evrilmeye başladı. Adaları uluslararası hukuka aykırı olarak silahlandıran Atina yönetiminin ABD ve AB üzerinden Türkiye'yi köşeye sıkıştırma girişimi bir plan dahilinde işleniyor. Son zamanlarda NATO merkezli istihbarat birimleri, eylemsel alana giren Türkiye'nin cezalandırılması için Batı merkezli radikal kararlar alıyor. Modern çatışmaların şekli değişse de terörizm sürekli gelişen bir sınama haline geliyor. Çok boyutlu ve kapsamlı tehdit ortamı da müşterek savunmaya yönelik eş güdümlü ve sağlam girişimlerde bulunulmasını zorunlu kılıyor. NATO örneğine baktığımızda ittifakın terörle mücadele (TEM) alanına katkılarının hem kavramsal hem de pratik açıdan çok geniş olduğunu görürüz. Bunun NATO, Avrupa Birliği (AB) veya bir başka çatı altında yapılması mümkündür. ABD'nin NATO kapsamındaki sorumluluklarını yalnızca müşterek savunma misyonuyla sınırlı olmak kaydıyla yerine getirmeye karar vermesi halinde Avrupalılar, Türkiye'nin bölgesindeki kriz yönetimi faaliyetlerinde Ankara'dan daha çok yardım ve destek almaya ihtiyaç duyacaktır. Türkiye'nin kendine yer bulmaya çalıştığı yeni jeopolitik düzende, milli güvenliğini, ulus devlet