Neyin peşinden koşmalı
İnsan, gelecekten ne için bahseder Ümit ettikleri vardır ve ulaşmak istedikleri
İnsan geçmişten ne için bahseder Ulaşamadıkları, kavuşamadıkları ve de kaybettikleri vardır. Her iki durumu da insan çevresindekilerle, yakınlarıyla, dost ve ahbaplarıyla birlikte yaşar, görür, şahit olur, umar, beklentilerle hayaller kurar.
Hem geçmişini, hem geleceğini iyi bir nazar ve niyetle iyileştirmesi, insanın hâl-i hazırdaki yaşadığı hayatla doğrudan alakalıdır. İyi yaşarsın iyi kalır, iyi beklersin iyi olur.
İnsana imanın verdiği bir pusula vardır. Bu iman pusulası ise cüz'î ihtiyarîsinin elindedir. İyiyi arzu eder, bu arzuya çalışır, bunu elde eder. Kötüyü arzu eder, kötüye kavuşur. Her iki hâlde de yapılan seçimler, kaderin ve kudretin hükmü dairesindedir. Kulunu en iyi bilen ve takdir eden elbette ki O'dur.
Mazide yaşadıklarının, sevdiklerinin veya sevmediklerinin hâllerini şimdi hissedenler, ya seviniyorlardır ya da dövünüyorlardır. İşte şu vaziyette insana bir fırsat, bir ders alma imkânı daha doğmuştur. Ya iyi kötü hâllerin tecrübesinden faydalanacaksın, ya da vurdumduymazlık ve gafletle, inatla iyiye kavuşmayı ve iyiyi tercih etmeyi erteleyeceksin. Sanki ebedî bir dünya ömrü senin elinde varmış gibi...
İmanlı insana düşen vazife ebedî âlemin, ebedî hayatın, ebedî neticelerin peşine düşmektir. Fânî âlemin, fânî hayatın, fânî neticelerin ve faidelerin peşine düşmek değil...
Kendi hayatını iyi kötü hattında kimse tecrübe tahtası yapamaz. Çünkü illaki ölüm insanı haberi olmadığı bir zamanda bulacaktır. Eğer iyiysen iyi, kötü isen kötü hâller ve amellerin içerisinde karşılaşacaksın.