Engelli bankacılık

Türkiye'de zor olan şeyleri sıralamak gerekirse ilk sırada engelli olmak gelir. Yurt dışına her çıkışımda sokakta, markette ve birçok iş yerinde engellileri görüyorum. Bir an insan bu ülkede ne kadar çok engelli var diye düşünüyor. Oysa bu ülkelerde engelli sayısı çok değil, sadece engellilere engel olmadığı için yaşamın içindeler. Kendi ihtiyaçlarını görüyorlar, istediği yere gidiyorlar ve dahası iş hayatının normal bir parçası olarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Fazladan hakları var ama eksiği yok. Ya Türkiye'de Sokaklarda ve iş hayatında çok az engelli görüyoruz. Oysa ülkemizde engeli sayısı hiç de az değil. Türkiye'de ise Ulusal Engelli Veri Tabanı'na göre engelli birey sayısı 1.559.222. (Ancak resmî olmayan rakamlara göre 13 düzeyinde, 9 milyon olduğu söyleniyor) Bunların 27'si 0-21 yaş, 36'sı 22-49 yaş, 37'siyse 50-64 yaş arasında... Peki bu insanlar nerede Bu insanların büyük bir bölümü düzgün yollar olmadığı için, toplu taşıma araçları bu insanlara göre dizayn edilmediği için ve dahası şirketler engelli çalıştırmadığı için mecburen evlerinde oturuyorlar. Yani isteseler de dışarı çıkamıyorlar. Sabah İstanbul'da işe gitmek isteyen normal bir insan bile metrobüse ve otobüse binemiyor. O halde engelli bir insan nasıl binecek Taksiler dahi engelli yolcuyu almak istemiyor, çünkü şoför efendi inip arabasını bagaja koyma zahmetine girmek istemiyor. İşte böyle bir ortamda en vicdanlı davranan kuruluşların arasında bankalar geliyor. Mutlaka kadrolarında engelli insanları alıyorlar. Gerçi bunu yasal zorunlulukla da yapıyorlar ama yine de bir hassasiyetleri var onu biliyoruz. Ancak; bu bankaların bir de görünmeyen yüzü var. Bir yandan engelsiz bankacılık çalışmalarını basına duyuran bankalar diğer yandan engelli kadrolarına 2. sınıf insan muamelesi yapıyorlar. Tüm bankaları aynı kefeye koymuyorum ama bunu yapan o kadar çok banka var ki! Nedir