Bankacılık sisteminin kölesi olmak

Türkiye'nin yüzde 64'ü konut taksiti hariç borçlu. Yine borçluların yüzde 23'ü bu borcu ödemekte zorlanıyor. Tarihinin en derin ve en büyük krizini yaşayan bankalar kârını yüzde 300 artırıyor. Bu işte bir terslik yok mu Ülkede halk fakirleşirken bankaların kârlarının patlaması normal mi Elbette normal değil! Nas deyip faizle mücadele ettiğini öne süren bir siyasi anlayış, tam tersi faiz sistemini güçlendirip halkın daha da borçlanmasına ve fakirleşmesine neden oluyor. Aslında bu sistemde kazanan iki kesim var. Birincisi çok parası olanlar ikincisi ise bankalar. Mesela Türkiye'de enflasyon yüzde 70. Bankalarda konut kredisi yüzde 25. Aldığınız kredinin faizi doğal olarak enflasyon karşısında eriyecektir. Bu şartlarda kredi almak çok mantıklı. Gidip kredi ile ev, arsa, araba almak çok akıllıca. Buyurun gidin bankaya kredi alabiliyor musunuz Örnek vermek gerekirse, geçtiğimiz yıl yani Merkez Bankası'nın faiz indirim kararından hemen önce 500 bin liraya satılan bir ev bugün 2 milyon lira. Ve siz bu evi her şeye rağmen almak istiyorsunuz. 1 milyon lira peşinat ayarladınız, gidip 1 milyon lirayı da kredi olarak çekeceksiniz Bunun için bankaya gelir belgesi sunmanız lazım. 1 milyon liralık krediyi hangi maaşla çekeceksiniz Türkiye'de insanların yüzde 60'ı asgari ücretle çalışıyor. Gittiğiniz banka yine de size bu krediyi verecek diyelim. Hesap yapalım: 1 milyon lira krediyi 60 ay yani 5 yıl vade ile çekeceksiniz Yüzde 2 faiz ile 5 yılda bu parayı bankaya 1 milyon 700 bin lira olarak ödeyeceksiniz. Her ay 28 bin 767 lira taksit ödeyeceksiniz. Bugün Türkiye'de kaç kişi 28 bin lira ve üstü maaş alıyor Bu rakam sadece taksit. Sizin mutfak ve benzeri harcamanız olmayacak mı Demek ki, bu evi kredi ile alabilmek için en az 40 bin lira maaşınızın olması lazım. O halde Türkiye'nin