Ülkemizin en kalıcı ve en önemli gündem maddesi Irak'ın Kuzeyi'dir. Bu alanda yaşayan farklı etnik kökenler ile Türkiye'de yaşayan bazı kitleler arasında tarihsel bağlar da söz konusudur. Bundan dolayı bu bölge ülkemiz için sürekli sıkı politikalar ile takip edilmelidir. Hem bölge halkına hem de bölgede görev yapan personele sosyal,kültürel projeler yapılmalıdır. Bu projelerin kapsamında, tarihsel yaklaşımlar, gelenekler görenekler, ortak argümanlar, uzmanlar tarafından ele alınmalıdır.

Türkiye'nin en kalıcı savunma politikalarından birisi de Irak'ın Kuzeyi'nde gelişen ve cereyan eden olaylar ile ilgili sıkı bir diplomasinin sürekliliğidir. Bu süreklilik hem iç güvenliğimizi hem de dış güvenliğimizi sağlamlaştıracaktır.

Karar Vericiler Sosyal ve Kültürel Dinamikleri Unutmamalı

Savunmada sadece güvenlik stratejileri ile donanım sahibi olmak yeterli değildir. Görev yapılan mekanların sosyal,tarihsel,coğrafi,psikolojik öğeleri de öğretilmelidir. Bilindiği gibi Irak'ın Kuzeyi ve çevresi zorlu iklim şartlarının yaşandığı mekanlar olarak bilinmektedir. Kış mevsimi ile beraber yaşanan olumsuz şartlar hem hayatı hem de savunma gücünü doğal olarak zayıflatmaktadır. Ancak, bu iklim ve arazi yapısına sahip olanların barınma ve coğrafi şartlarda dayanma imkanları da farklılık arz etmektedir. Değişik terör örgütlerinin yuvalandığı bu mekanlarda, genel olarak vekalet savaşları yani örgütler taşeron olarak kullanılmaktadır.

Büyük devletler, siyasi diplomaside başarısız olunca, taşeron örgütleri devreye almaktadırlar. "Eğit Donat" prensibi ile hareket eden büyük devletler, taşeron örgütlerin ayakta kalması için her türlü desteği sağlamaktadır. Bundan dolayı Irak'ın Kuzeyi ve çevresinde siyasi,askeri dalgalanmalar sıkça yaşanmaktadır.

Konunun Tarihsel Boyutu

1927 yılında kurulan Hoybon adlı bölücü örgütün amacı Türkiye üzerinden Irak ve Suriye'ye bir geçiş güzergahı oluşturmaktı. Bu hedefin gerçekleşmesi için sürekli Mehmetçik hedef alınmıştır. Bu yüzyıllık bölücü hedefin gerçekleşmesi için bugün de Türkiye düşmanları ,hainliklerine devam etmektedirler.Irak'ın Kuzey bölgesinde şimdiki ABD Başkanı Biden'in de görev yaptığını hatırlatmak gerekir. Bölge önemli bir coğrafi yapıyı teşkil etmektedir. Bu bağlamdan yola çıkarak; başta Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı, bölgenin sosyal,tarihsel gerçeklerini de göz önünde bulundurarak stratejiler hazırlamalıdırlar. Yani, bölgede görev yapan askerlerimizin coğrafi şartlara alıştırılması, bölgenin sosyal,tarihsel unsurlarının benimsetilmesi konusunda da yoğun eğitimler verilmelidir. Bu önerimizi Sayın Genelkurmay Başkanı Metin Gürak ile Sayın Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in dikkate almalarını talep ediyoruz.Karar vericiler Irak'ın Kuzeyi için çok farklı bakış açısından olaylara yaklaşmalıdırlar.