Dünden Bugüne Harp Zenginleri

Dün yaşanmış olanlar bugün yaşananlara bir ışık tutmaktadır..Yani tarih hep tekrar edip durmuş, sıkıntıların sonuçlarını da millet ödemiştir.Birinci Dünya Savaşı bittikten sonra ülkemiz zorlu bir sürece girmiştir. Diğer adıyla ölüm kalım mücadelesi içindeydi. Ancak sermaye sahiplerinin gündemi oldukça farklıydı.
I.Dünya Savaşı'ndan Sonra Ortaya Çıkan Bir Sermaye Sınıfı:
Millet bağımsızlık için canını vatana siper ederken, memlekette farklı bir sınıf ortaya çıkmıştı.Bu sınıfın adı:"Yeni zengin, Harp zengini" olarak karşımıza çıkmaktadır..Bu sınıf, savaşın getirdiği yeni koşulları fırsat bilerek karaborsacılık, vagon ticareti yaparak kısa zamanda büyük servetler elde etmişlerdir.Bu sınıfın karaborsacılık ile kazandığı servetler şaşkınlık verecek bir durumdaydı.
Tıpkı sihirbazların şapkadan çıkardıkları tavşan gibi herşey kısa bir sürede ortaya çıkmıştı. Bu dönemde,Harp Zenginleri, Vagon ticareti ile anılmışlardır. Dönemi konu edinen kaynakların özeti şu şekildedir:"Savaş yıllarında ordunun ihtiyacı dışındaki vagonlar tüccarlara dağıtılmıştır. Ancak ticaretle ilişkisi olmayan bazı gözü açıklar Harbiye Nezareti'nden torpil yoluyla vagon vesikası elde etmişler ve kiraladıkları vagonları yüksek fiyatlar karşısında malı çürüme tehlikesiyle karşı karşıya olan tüccarlara devrederek büyük paralar kazanmışlardır."1920'lı yıllarda bir buçuk milyonluk İstanbul'da pirinç,şeker,yağ,un bazen her gün zamlanıyordu.Bazen de bu ürünler stoklanarak, tekrar yüksek fiyatlar ile piyasaya sürülmektedir. Şiirlere konu olmuş mağduriyetler:
Şair Nazım Hikmet'te bu durumu Kuvayi Milliye şiirinde şöyle ifade eder: "Biz ki İstanbul şehriyizSeferberliği görmüşüzKafkas,Galiçya,FilistinVagon ticareti,Tifüs ve İspanyol gribi... Yedi bitirdi bizi." Bir yandan fırınlarda, bir ekmek almak için kuyruklarda izdiham oluşturan öte yandan eğlencelerde günü günü gün eden harp zenginlerinin gündeminde ne Milli Mücadele süreci ne de vatanın içine düştüğü durum vardı.