Ramazan Akgün

Yeniçağ

Hiçbir şeye inanmamak

"Sürekli yalan söylemenin amacı, insanları bir yalana inandırmak değil, artık kimsenin hiçbir şeye inanmadığından emin olmaktır. Artık hak ile batıl ayırt edemeyen bir halk, doğru ile batıl arasındaki farkı ayıramaz. Ve böyle bir halk, düşünme ve yargılama gücüne sahip olmayan, bilmeden ve istemeden tamamen yalanın hükmüne tabidir. Böyle insanlarla

Müsavat Dervişoğlu

5 Şubat 1987 yılında Mamak Askerî Cezaevi'nden tahliye edildiğim günlerde tanıdım O'nu.O günün siyaseti, yasaklar ile boğuşuyordu. Sadece yasaklar değil, cezaevlerinin ve cezaevlerinde yalnızlaştırılanların aileleri ile beraber devasa sorunlarla boğuşuluyordu.12 Eylül darbesi bütün kurumları ile beraber kurumsallaşmış, sıkıyönetim askerî mahkemeler

Terörle yatıp terörle kalkıyoruz

Her gün, terör gündemi ile meşgul oluyoruz.Terör ile mücadele için sanki halk her gün bilgilendiriliyor(!) teröristlerin sıradanlaştırılmasının, terörden çok daha tehlikeli olduğunu kimse anlamıyor sanki!Terörü bitirmesi için(!) terörist başına çağrıdan, terör suçlusu belediye başkanına geldik!Siyaset ve yargı arasındaki seyirlere bakarak, başımız

Mazisine yabancılaşan bir parti: MHP

Çok ciddi bir süreçten geçiyoruz.Bir Salı sabahında -Öcalan- çağrısıyla uyandık!Ne yazık ki bu süreci yönetecek yetkin bir kadro yok. Tam bir kaht-ı rical hâli yaşıyoruz.Rahmetli Türkeş'i, Demirel'i, Erbakan'ı, Ecevit'i mumla arıyoruz!Bağırıp çağırarak, güçlü liderlik olmuyor.Liderlik sorun çözmektir. Ülkenin problemlerine neşter vurmaktır. Vatanda

Çürüme doktrini: Seçkinliğin yeniden şekillenmesi ve toplumsal yozlaşma

Tarih boyunca toplumların yönetiminde belirli bir seçkinler sınıfı her zaman var olmuştur. Monarşilerde bu seçkin sınıfı aristokrasi, yani asalet oluşturmuş; devlet işlerinde görev alan yüksek bürokratlar ve kraliyet çevresindeki saray erkânı, toplumsal düzenin zirvesinde yer almıştır.Ancak, modern dünyaya gelindiğinde cumhuriyet ve demokrasi değer