Trump, kötü başladı!

Suriye, azınlık Nusayri işgalinden kurtulmadan, zulümde Netanyahu ile ikiz benzerlik gösteren Beşar Esad rejimi çökmeden kısa bir süre önce o sırada henüz makamına oturmamış olan Donald Trump şunu demişti:

-Suriye'nin anahtarı Erdoğan'ın elinde!..

Trump, sadece hakkı teslim kabilinden görünerek bu lafı etmemişti. Suriye'nin kuzeyinde bir "teröristan" kurulma planının da yıkıldığını görerek PKKYPG'ye"buraya kadar!"diyordu. Zor, oyunu bozar. Türkiye'nin hamleleri, iç terörün yanı sıra terör devleti hülyasını ve Suriye'deki işgalci faşist devlet diktasını da bitirmişti.

Trump, onun için"Suriye'de anahtar Erdoğan'ın elinde!"diyordu. Başkanlık koltuğuna oturmadan birkaç gün önce de dünyanın başına sarıp son bin yılın en zalim soykırımını işlemesine sebep oldukları Netanyahu adlı Çıfıt ile görüştüğünü ve ateşkes yapması gerektiğini, Türklerle baş edemeyeceğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la konuştuğunu, Erdoğan'ın çok kızgın olduğunu kendisine söylediğini basınla paylaşmıştı

Niçin bu konuşmaları yaptığının içyüzü, 26 Ocak günü başkanlık uçağında seyrederken verdiği beyanatla anlaşıldı. 26 Ocak 2025 dünyadaki 2 milyar Müslümanın mübarek Miraç Kandili günüydü. ABD'de 335 milyon nüfusun 5 milyon kadarı Müslümandır. İslamiyet, 20 eyalette en çok nüfus itibariyle ikinci sıradadır. Öyle ise anlayışlı bir Başkanın Müslümanların Miraç Kandilini tebrik etmesi gerekirdi. O, bunu yapmak yerine Gazze'ye dair söylediği çılgın laflarla Müslümanların kalbine âdeta hançer sapladı.

Dediğine göre şunları yapmış ve yapacak:

Ürdün Meliki Abdullah el-Hüseyn ile görüşerek Gazzeli Filistinlilerden bir kısmını ülkesine kabul etmesini istemiş. Bunu Mısır CB Abdülfettah es-Sisi'ye de söyleyeceğini, Mısır'ın Gazzelileri, alması gerektiğini, daha başka Arap devlet reislerinden de bunu isteyeceğini sözlerine eklemiş

Trump, Gazze'yi kastederek:

-Çünkü, diyor, 1 buçuk milyon insanı konuşuyoruz. Gazze, bunlardan temizlenmeli. Onlar Arap memleketlerinde refah içinde yaşasınlar. Biz de"bitti"demeliyiz.

Bu ötekileştirici, kibirli lakırdıların sahibinin niyeti, Gazze'yi turistik bir bölge hâline getirmek. Onun için bu absürd sözler işitilir işitilmez, Siyonist İsrail, zevkten dört köşe oldu.

Trump'ın hem Suriye mevzuunda sessiz kalması hem kıt akıllı Kürtçüleri günü gelince terk etmesi ve Gazze'de ateşkes taraftarı görünmesi işte bugünler içindi. Bundan dolayı anahtardan, dostluktan söz ederek mavi boncuk dağıtıyordu. Yerine oturduktan sonra asıl niyetini ikrar etti.

Bu, beklenmedik bir son değildir.

Trump, Evanjelist bir aileye mensuptur. Damadı, Yahudi'dir, kızı Yahudileşmiştir. Birinci başkanlık döneminde Tel Aviv'deki Amerikan sefaretini Kudüs'e taşıdığı gibi İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri Bölgesi'nin de Suriye değil, İsrail toprağı olduğunu ilan ve iddia etmişti.

7 Ekim 2023'ten sonra hızlanan Siyonist soykırım üzerine o günlerde Netanyahu, Biden, Trump ve Batılı başkentler ittifakının müşterek gayreti, o 1 buçuk milyon Gazzeliyi Sina Çölü'ne sürmek ve orayı kendilerine vatan tutmalarına dönüktü.

Türkiye, Gazze'nin arkasında tam ve tavizsiz durdu. Yapabileceği her nev'i yardımı, her türlü zorluğa rağmen edâ etti."Arap"denen Bedevîler sustular, ahlâksızlar, Riyad'da sanki faşing yaptılar. Gazze'de bebeklerin öldürülmesine mesken, mektep, cami ve hastanelerin bombalanmasına aldırmadılar. Dünyanın vicdanlı insanlarıysa şehirlerde sokaklara dökülerek son bin yılın en vahşi soykırımını protesto ettiler. Netanyahu ve Çıfıt askerleri rezil oldu. Esirlerini alamadılar, mücahidleri yenemediler.