09.09.2025 Tarihinde Türkiye gazetesinde neşrolunan makalemizin başlığı"Katil Çocuk!!!" İdi. 16 yaşında lise üçüncü sınıf talebesi bir genç, Balçova'da bir emniyet merkezini basarak iki emniyet mensubumuzu şehîd etmiş, iki emniyet mensubumuzla bir vatandaşımızı da yaralamıştı…
Yazıda bu vak'ayı tahlil ediyorduk:Vak'a, son derecede üzücüydü. Ölenler için de yaralananlar için de aile ferdini kaybeden aileler için de evlâdı insan öldüren, insan yaralayan aile için de fail genç için de elem vericiydi…Bahsettiğimiz yazımızda bunları naklettikten sonra demiştik ki hadisenin buraya kadarki kısmı emniyet ve habercilikle alakalıdır. Asıl üzerinde durulması gereken mes'elenin bundan sonraki safhasıdır…Zira; bir cinayet veya yaralama varsa emniyet kuvvetleri, zanlı veya zanlıları ya yakalamış olur veya yakalamak için çalışır. Karakolda ilk ifadesi alındıktan sonra zanlı, savcılığa teslim edilir. Ardından hukuk, muhakeme ve mahkeme devrededir…Sözünü ettiğimiz öldürme ve yaralama fiili, 8 Eylül 2025'te cereyan etti. Daha eskiye gitmeye gerek yok. 8 Eylül 2024'ten bugüne kadarki adli vak'alar tarandığında bir-iki aya bir 18 yaş altı bir gencin, trafik kazası, darp, yaralama, cinayet veya uyuşturucu gibi bir suça karıştığı görülecektir…Suç işlenmişse, delil varsa, ikrar mevcutsa veya ciddi şüpheler bulunuyorsa gözaltı yapılır, yargılama olur ama verilen hüküm, mahkeme kararı savcı ve hâkimi de kamuoyunu da tatmin ve memnun etmez:Erken Cumhuriyet devrinde biri İtalya'dan biri İsviçre'den ithal edilmiş Ceza ve Medenî Kanunlar, gerçeklerle çelişmektedir. Bin yıllık hukuk mevzuat ve mirasımızı kötülemek, önceki asırlarımızı gayrı medenî diye tescil için olsa gerek adına Türk Medenî Kanunu denen yasada"rüşd,18 yaşın ikmaliyle başlar". Akıl-baliğ, ergenlik yaşı için şart bu olunca 18 yaşını tamamlamamış olanlar"çocuk"telakki edilmekte. Mahkeme de eli mahkûm mecburen fâili ya serbest bırakmakta veya basit bir ceza vermektedir.İslam Hukukunun, tarihi hukuk mevzuatımızın hem aile ve hem de ceza hukuku yok sayılıp yalnızca buhran, geçiş dönemi eseri yürürlükteki kanunlar esas kabul edildiği için fiiliyatta böylesi tezatlar yaşanmaktadır.Keyfiyet bu olunca da toplum, şu haberlerle sarsılmaktadır."Adam öldüren 16 yaşındaki çocuk, mahkemede serbest bırakıldı!"veya"ehliyetsiz araba kullanırken iki kişinin ölümüne yol açan çocuk sürücü, mahkeme tarafından serbest bırakıldı"yahut"arkadaşını bıçaklayarak öldüren çocuk, serbest bırakıldı"veya"Gasp yapan 15 yaşında üç çocuk, çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakıldı!.."Bu haberler, vatandaşın vicdanında infiale sebep olmakta, hâkim, inanmadığı bir karar vermektedir. Netice olarak adliye, hukuk ve yargının itibarı ve inandırıcılığı yara alıyor.Devlet laik olabilir veya olmaz. Vatandaş, laik olur veya olmaz. Aslolan vatandaşın huzuru, kurumların itibarı, devletin âli olması, âli kalması ve mehâbetidir. Bunun için de izm ve ideolojilere bulaşmadan bu yaş mes'lesine, çocuk ve katil kelimelerinin çocuk ve suçlu kelimelerinin yan yana gelme durumunu ortadan kaldıracak, vatandaşı tatmin edecek, cemiyet sağlığını koruyacak bir çâre bulmalıdır. Bu birinci şarttır. İkinci şartsa esas sebebi ortadan kaldırmaktır. Bu ülkenin çocuklarını çalan sosyal medya tuzakları yok edilmelidir. Sosyal medya denen bataklık, kızı ve erkeği ile çocukları, gençleri hatta bâzı yetişkinleri çalmakta, zehirlemekte ve istikbalimizi tehdit etmektedir.