Öncesi de var ama bilhassa 2023-2024 yıllarında dünyada en fazla konuşulan gündem mevzularından ilki, Gazze'deki Siyonist Soykırım, ikincisi Ukrayna-Rusya Savaşı ve üçüncüsü de ABD Başkanlık seçimleriydi
Önceki iki gündem, Gazze Soykırımı ve Ukrayna - Rusya Savaşı devam ediyor. Amerikan Başkanlık seçimi ise 5 Kasım 2024'te icrâ edildi. Eski Başkanlardan Donald Trump'ın 47. Başkan olarak tekrar seçildiğine kesin gözüyle bakılmakta. Girift Amerikan mevzuatı yüzünden aksi bir durum olur ve Kamala Harris'in seçimi kazandığı ilân edilirse Trump'ın bu kararı tanımayarak taraftarlarına sokağa inme çağrısı yapacağı, Kongre'nin yine basılacağı, hemen bütün gözlemcilerin ortak kanaatidir. Böyle bir kargaşa yaşandığında orada durmayarak tehlikeli biçimde tırmanması muhtemeldir. Şu var ki seçim sonucu bellidir. Diğeri çok büyük sürpriz olur.5 Kasım günü ve ertesi günde dünyada hemen herkesin ilgi odağında söz konusu seçim vardı. Seçilecek ismin, dünyanın bahsettiğimiz iki gündeminde yeri büyük olacaktı. Diğer yandan bu seçim, Türkiye'yi, Suriye ve Irak'taki terör örgütleri ve bu örgütlerin emri vaki ile devletleşme çabaları ve soykırımcı İsrail'e yapılan yardımlar itibarıyla da ayrıca alâkadar etmektedir. Amerika'da başkanın değişmesi, İsrail'in Filistin'de soykırımı, Lübnan ve Suriye'de saldırıları durduracağı, Arz-ı Mev'ud saplantısından vaz geçeceği yönünde hiçbir ümitlendirici gelişmenin habercisi değildir. Keza Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'nin aleyhine olarak bir taşeron devlet kurulmaktan vaz geçileceği gibi işaret de yoktur.Seçim sürecini yakından takip edenler bilirler ki Cumhuriyetçilerin Başkan adayıDonald Trump, Amerikan yönetimi, Netanyahu'ya yeter miktarda yardım yapmadığı için İsrail'in Gazze'de neticeye gidemediği yolunda Başkan Biden'ı sık sık eleştirmişti. Joe Biden'dan sonra Demokratların Başkan adayı olan Kamala Harris, İsrail'ebiat vaadlerindeTrump'tan geri kalmadı. Trump, ilk başkanlığında Kudüs'ü İsrail'in başşehri olarak tanımış, Golan'daki İsrail varlığını işgal olarak görmeyip burayı Yahudi mülkü kabul etmiş ve tuhaf bir nazariye sarf ederek "Siyonist olmak için Yahudi olmak şart değildir''demişti.Gerçekçi olmak lâzım:5 Kasım 2024'te yapılan Amerikan Başkanlık seçimlerinde Trump'ın seçilmesiyle bölgemizdeki vaziyet değişmeyecektir. Harris kazansaydı yine değişmeyecekti. Bir başkası olsa manzara yine aynı olacaktı. Dolayısıyla Girit, Adalar Denizi ve Dedeağaç'taki Amerikan üsleri yerinden kıpırdamayacaktır. Karadeniz'de bir değişiklik olmayacaktır. Suriye'nin kuzeyindeki PKKYPG terör örgütü mahallî müttefik kabul edilerek DEAŞ'a karşıbu terör yapılanmasına askerî yardım ve mühimmat vermeye devam edilecektir. Bir defa daha hatırlatalım ki Türkiye, birazcık gevşek davranırsa buranın devlet olarak tanınması uzak ihtimal değildir. Gelen ve giden Halef-selef başkanlar arasında ufak-tefek üslup farklılıkları olabilir. Ama Ukrayna'da, Akdeniz'de, Suriye, Lübnan ve Filistin'de bir değişiklik beklenemez.Böyle bir durum kısa vadede Amerika'nın menfaatine olsa bile uzun vadede aleyhine seyreder. Süper güç denilen bir devlet, bizim tarihî tarifimizle Cihan Devleti, lider çıkartmakta zorlanıyorsa sahip olduğu yeri kaybediyor, bayır aşağı kayıyor demektir.Bu hâl, bir çınarın içten içe çürümesi gibidir. Fark edilmesi, onlarca seneyi alır.