SABIR TAŞI ÇATLADI!..

"İslâm âlemi"diye bir gerçek varsa, şimdiye dek çoktan İsrail'e karşı gök gürültüsünü andırır cesaretlerle meydanlardan taşan kitlelerle sarsan ve hesap soran muazzam misilleme reddiyeleri yükselmeliydi.

Gazze'nin vahşi soykırıma maruz kaldığı 7 aydan bu yana bütün İslâm coğrafyasında kayda değer gösteri, eylem, öfke, hesap sorma, kıyam, dik durma, düşmanın yakasına yapışmaların tamamı 7'yi bulmaz.

Müslümanlar, içlerindeki bağrı yanıklar bir yana, üstlerine ölü toprağı örtülmüş gibiler. Bir kere daha tekrar edelim ki İslâm coğrafyasının büyük kısmı kendi yönetimlerinin işgali altındadır. Vatandaşlar, Siyonist-Evanjelist vahşete karşı sokaklara dökülerek gösteri haklarını kullanmaya kalkışsalar ceza görürler. O yönetimler,"İsrail mi, Filistin mi" diye bir seçim mecburiyetinde kalsalar korkarız ki zalimin yanında yer alırlar. Zira, dediğimiz gibi bunlar, vesayet altındadır, onlara hükmeden emperyalist zorbalık bunu ister. Acı hakikat bu olmasaydı, Filistin dramı çoktan halledilirdi. Arap ülkelerinin başındaki petrol zengini ailelerin, Batı'ya karşı petrolü ve parayı silah gibi kullanmaları kâfiydi.

Arap kesiminin hazin durumu böyle.

Türkiye ise iki asırdır yaşamakta olduğu aydın ihanetinden kurtulabilmiş değil. 'Ârif'in yerini dönemine göre münevver, aydın, entelektüel adıyla alan diplomalı, okur-yazar zümre şimdiye dek yerli olamadı, millî hiç olamadı. Hep ekalliyet; azınlık kaldı ama onun sözü geçti. Türkiye'deki bu dar fakat pervasız zümre, vesayet altındaki o Arap aşiretlerinden farksızdır.

Şanlı Gazze Direnişi, ilk baştan itibaren dünyayı ikiye ayırdı. 7 Ekim 2023 akşamı ekranda söylemeye başladığımız ve bugün de umumî kabul gören ifadeyle Filistin Kuvayı Milliyesi olan direnişçilerin, gözlerde büyütülerek efsaneleştirilen İsrail'e karşı bu çapta ve bu kadar süre dayanacağına kimse ihtimal vermiyordu. Haksızlığı gören vicdanlı Batılı siviller, mücadelenin ilk haftasından itibaren sokaklara, meydanlara çıkarak İsrail'i protesto edip, Gazze'ye destek vermeye başladılar.

Şu içinde bulunduğumuz günlerdeyse ikinci safhaya geçildi:

Şimdi, İsrail'i zulmünden dolayı yalnızca vicdanlı Batılı milletler, protesto etmiyor. İsrail mezalimini reddedip, Gazze'ye destek veren gösteriler, şimdi üniversitelere sıçramış bulunuyor. Bunun öncülüğünü 11 gün önce Amerika'nın sayılı eğitim kurumlarından ColumbiaKolombiya Üniversitesi yaptı. Burada talebeler"Gazze'ye Destek, İsrail'e Lanet!"gösterileri başlattılar. Vicdanlı ve insanlıktan nasipli bu öğrencilere polis sert davrandı. Bunun üzerine hocaları da onlarla beraber gösterilere başladılar. Dün talebelerin yanı sıra onları yalnız bırakmayan profesörler de nezarete alındılar. Polis, bu gösterileri terör eylemi sayma gibi gülünçlüğe düşerken eylem, Fransa ve Avustralya üniversitelerine de sıçradı. Daha başka memleketlerde de gençlik ayağa kalkabilir. Kalkması da şarttır. Zalime dur diyen gösteriler cuma günü itibarıyla hemen bütün Amerikan üniversitelerine yayıldı. Gazze Celladı Netanyahu,"gösterileri engelleyin!"diye Tel Aviv'de tepinirken bir daha seçilmek için her şeye katlanan ve bundan dolayı"kendimizi İsrail'e adadık!"diyebilen Joe Biden'ın muhakkak ki rahatı kaçmıştır. Üniversite gençliğinin bu kıyamı, haksızlık karşısında ayağa kalkması, Amerika'da şimdiden kestirilmeyecek değişimlere yol açabilir. Unutulmasın ki bir avuç Afganistan mücahidinin Kızıl Emperyalizme karşı verdiği şanlı direniş Sovyetleri tarih sahnesinden sildi.