Öfke ve fikir
Edebiyata âşina olanlar, yazımızdaki başlığı görünce Amerikalı romancı William Faulkner'in "Ses ve Öfke" adlı eserini hatırlamış olabilirler. Hayır!.. O vâdiye uğramayacağız… ama; oradan hareketle şunu diyebiliriz ki öfke varsa; mukabili de var demektir. Bu bâzen sestir, bâzen fikir, bâzen çok başka bir şey…
Bize şu yakınlarda "kızmadan yazmak mümkün mü" diye bir sual tevdi edildi. Şu cümlede neden "soru tevdi edildi" veya "soru yöneltildi" demedik de "sual" kelimesini kullandık
Bu bahsi, ileride belki daha mufassal şekilde ele almak üzere şimdilik kapatırken ana mevzumuza dönebiliriz:-Kızmadan yazmak mümkün müdürEvvela, niyet ve maksadı, hatta yazma veya konuşmadaki gâyenin ne olduğunu iyi tesbit etmek gerekir. Namaza niyet edilmemişse, ibadet değil, hareket yapılmış olur. Bu misal söz konusu olan, bir gerçeği tayin, tesbit ve ortaya çıkarmak mıdır Yoksa farklı bir söz, tez, fikir beyân etmiş birini hadi linç etme demeyelim ama mahcup etmek midirMakbul olan, şeksiz ve şüphesiz hakîkatin, doğrunun peşinde olmaktır. Başkasının küçük düşmesi, kimseye bir şey kazandırmaz. Hatta mümkündür ki bir insan kazanılacakken kaybedilir, bir kalb yıkılır. "Kırılır" diyeceğimize bilhassa "yıkılır" dedik.Sohbette yeri gelmişken içimizdeki bir ukdeyi de sizlerle paylaşacağız. Asırlık ihmal, kasıt ve garez yüzünden Türkçe, hiçbir dilin başına gelmeyen bir felâkete mâruz kalarak zirvedeyken dağın eteklerine yuvarlandı. Biz yalnızca devlet hayatında değil, ilim, irfan, şiir, mimari ve san'atta… da Cihan Devletiydik. Ne yazık ki Erken Cumhuriyet'te icra edilen harf ve dil inkılablarıyla zihniyet çarpıtması gibi vahim sapmalar yüzünden Türkçe, çok kan kaybetti. İstanbul Türkçesi arkalarda kaldı. Bugün gençlerimizin, eskiler bir yana, bizi anlamalarından yana dahi kaygılarımız var. Şunun bilinmesini isteriz ki biz, yazı, kitap, hitap ve konuşmalarınızda bir "Rahîm Er" Türkçesi inşâ etme gayretindeyiz.İnsan, kelimelerle düşünür, konuşur ve yazar. Sevgili Peygamberim Siyer- i Nebî adlı bir numaralı temel eserimizi telîf ederken öyle zaman oldu ki tek kelimenin peşinde yarım gün harcadık. Bugün olmuş hâlâ, makale ve yazılarımızı kaleme alırken lügate bakmadığımız gün nadirattandır. Onun için kelime haznesini zenginleştirmek isteyenler, bugünlerini düne denk bırakarak ziyan etmemeliler. Kelime dağarcığı, konuşma muhtevası, yorgunluğu çekilmiş emeklerle zenginleşerek seviye kazanır…Öfke ile fikir birbirine zıt ikivakıadır. Kızan, kaybeder. Öfke, sahibini çirkinleştirir. Yazmada da sohbette de itidal, sükûnet ve sabırla hareket etmelidir. Karşıdakinin fikrini tam ifade edememiş olabileceğini gözden kaçırmamalı.