Mazlum Gazze, insanlığın büyük utancı!!!..

Katil Netanyahu ile Siyonist ve Evanjelistler, 20 aydan bu yana gaddar ve acımasız cinsiyle Gazze'de katliam, zulüm ve soykırım yapmaktalar!

Katliam, zulüm ve soykırım, tarihin başka zamanlarında, başka mekânlarda da yaşandı. Ama bu denlisi ilk defadır. Bundan böyle de benzerinin görülmesi zor ihtimaldir. Zira; savaşın da bir ahlâkı, bir hukuku vardır. İnsanlıktan, insaftan, vicdandan ve namustan zerrece nasibi olanlar, en sert, en acımasız çarpışma, kapışma, işgal ve muharebelerde bile sivillere, yaşlılara, kadınlara, çocuklara, bebeklere ilişmediler. Katil İsrail, zâlim Netanyahu ve emrindeki teröristlerse Siyonist ideoloji için 10 günlükten 100 yaşına kadar her canlıya saldırmakta, katletmekte, zulmetmekte ve mâsum çocukları, hiçbir vicdan azabı duymadan aç bırakmaktalar. Bir kere daha tekrar edeceğiz:

Dünyadaki ilk savaşlardan günümüze kadar on binlerce harp, darp, silahlı çatışma oldu. Lakin; "Nil'den Fırat'a kadar büyük İsrail!" diyen gözü dönmüş Siyonistlerin, 20 aydan beri Gazze ve topyekûn Filistin'de yaptıklarına benzer hiçbir vicdansızlık, terör ve aşağılık görülmedi.

Gazze'de aş yok!

Ekmek yok!

Su yok!

İlaç yok!

Tedavi yok!

Bebek maması yok!

Hastane yok!

Isınma imkânı yok!

Elektrik yok!

Ateş yok!

Ev yok!

Mahalle yok!

Mektep yok!

Hayat hakkı yok!

Tapu'ya itibar yok!

Gazzeli çocuklar, artık bir deri bir kemik!

Gazzeli çocukların kaburgaları sayılıyor!

Gazzeli çocukların kolları-bacakları incecik değneğe dönmüş!

Gazzeli çocuklar, aç, çıplak, yoksul ve kimsesizler!

Gazzeli çocukların günlerdir çektikleri açlık, susuzluk ve bakımsızlıktan dolayı karınları sırtlarına yapışmış durumda. Fotoğraflarına bakmak bile yürek istiyor!

Gazzeli analar, kendilerini unutmuş durumdalar. Gözleri önündeki aç, susuz, ilaçsız eriyip giden çocukları karşısında bitip tükenmekteler. O mübarek kadınların her biri, bir ıstırap heykeline dönmüş durumda

Hâl bu iken; dünya, hangi yüzle Anneler Günü kutlaması yapar Hangi duyarsızlıkla çok yıldızlı otellerde çok çeşitli ziyafetler verilir Evlerde yemek beğenilmez Utanma hissi, bu kadar mı yok oldu Vicdanlar, bu kadar mı nasırlaştı Merhamet böylesine mi çöktü

Bu görülmemiş, işitilmemiş korkunç katliam, aç bırakma, soykırımın mağduru masum yavruların ve onların başında kıvranan çâresiz anaların, akıttığı kanlı gözyaşlarının, attığı çığlıkların, zâlimler gibi seyredenlere de ilâhî lânet ve ilâhî âfet olarak geleceği hiç mi hatırlanmaz

Şu satırlarımız, bir beyannamedir, manifestodur!

Gazze'de açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktansırtları karınlarına yapışmış, bir deri bir kemik kalmış, kaburgaları sayılan, kolları-bacakları çöpe dönmüş çocuklarla onların feryâd-ü figân eden iffet âbidesi mübarek analarını gördükçe insanlığımdan utanıyorum, yemek yediğime utanıyorum!!!..

O mazlum ve mağdur çocukları, o bîçâre anaları gördükçe, haykırmalarını işittikçe servetten azıp-kudurmuş, Batı bankalarında milyon-milyon dolar hesapları olan, Avrupa'nın lüks ada ve mekânlarında çılgınca tatil yapıp salonlarda edepsizce eğlenen şu zulme karşı kılını kıpırdatmayan Arabistan ve Körfez ülkelerinin petrol zenginlerini Allahü teâlâya havâle ediyor ve onları asla affetmiyorum!!!

Ey, güzel yurdumun güzel evlâdları!

Hiç şüphe yok ki değerli analarınızın ANNELER GÜNÜ'nde onlara alacağınız hediyeye o fedâkâr insanlar, çok sevinecek, hediyenizi unutmayacak ve sizleri öpüp-koklayacaklardırama; öyle inanıyoruz ki o hediyeleri satın almak yerine bedellerini Kızılay veya AFAD üzerinden Gazzeli mazlum, mağdur, aç ve çâresiz analara göndermeniz, onları çok daha fazla sevindirecek, duygulandıracak ve hem annenizden ve hem de mazlum annelerden dua almanıza vesile olacaktır