KURTARILMIŞ BÖLGELER!..

"Kurtarılmış bölge", "kurtarılmış bölgeler," sözleri, 1970'lerde işitenlerin tüylerini diken diken ederdi. Silahlı komünist terör unsurları, bilhassa büyük şehirlerde bazı mahalleleri ele geçirmiş ve buralarda kendilerine göre sözde idareler kurmuşlardı. Polis ve jandarma bile bu yerlere kolayca giremezdi. Marksist-Leninist veya Maocu yahut başka bir fraksiyonun kendilerine göre sosyalist; gerçekteyse komünist militanları, zorbalık kurdukları bu mahallelerde vatandaşlara nefes aldırmaz, esnaftan vergi adı altında haraç toplarlardı. "Halk mahkemesi" dedikleri zulüm odakları kurmuşlardı. Buralarda kaçırdıkları veya bilmeden o bölgeye girmiş olan milliyetçi gençlere işkence eder, onları güya halk adına yargılar ve katlederlerdi. Birçok ülkücü, birçok masum insan, bu akıbetle hayatını kaybetti.

Bu kara günler, kırk yıl evvelde kalmıştı...

O günleri yeni nesiller zaten bilmiyor, biz yaşamış olanlarsa mazinin mahzenlerinde kalsın istiyorduk. Buna rağmen o kadar zaman sonra o dehşet dolu günleri yeniden düşünmek zorunda kaldık. 10 Şubat 2024 günü saat 16.30'da Küçükçekmece'nin kanarya Mahallesinde silahlı bir saldırı yaşandı. AK Parti Küçükçekmece Belediye Başkan Adayı Aziz Yeniay, arkadaşlarıyla birlikte bir dernek ziyaretindeyken meçhul kişiler, plakasız bir minibüsten tabanca ve uzun namlulu silahla derneğin olduğu sokakta sivillerin üzerine ateş açtılar ve genç bir hanımı ağır şekilde yaraladılar.

Haber kanalları, bu haberi verirken hep teröristler üzerinde durdular. Bu, muhakkak ki bir ihtimaldi, doğruydu. Bununla birlikte ihtimal ondan ibaret değildir.

Olayda:

Coğrafî,

Siyasî

Tarihî

diğer başka unsurlar da vardır.

Netanyahu'nun Cellatbaşılığıyla Gazze'de Siyonist-Evanjelist katliam ve soykırımı devam ediyor. İsrail, başkalarına hayal mahsulü gelse de kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2048'de Nil'den Fırat'a Büyük İsrail Krallığı'nı kurmak için her nev'î insânî hasleti ayaklar altına alarak yaka-yıka hedefine doğru yol alıyor. İslâm İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği devletleri içinde bir tek Türkiye, şuurla tehlikenin farkında ve mazlum Gazze'nin, mağdur Filistin'in yanındadır. Gazze'de Filistin Kuvayı Millîye Kuvvetlerinin 5 ayı bulan şanlı bir direniş göstermesindeki bu kahramanlığın temel amillerinin başında Ankara'nın Gazze'ye kol kanat germesi, sözcülüğünü yapması, Türk Milletinin kardeşlerinin derdiyle dertlenmesi gelmektedir. Bugün her ne kadar ilk aylardaki sıcak alâka -maalesef- kısmen tavsamış olsa bile Türk vatandaşlarının Gazze aşkı devam ediyor. Bundan dolayıdır ki kargaşa çıkarmaya dönük böylesi suikast ve saldırılar, tek başına terörle izah edilemez. Bu olaylarda kabzayı tutan teröristler olabilir fakat onların ortağı yabancı ajanlar da vardır. Şu 5 ay içinde kaç defa MOSSAD mensuplarının yakalandığı hatırlanmalıdır. Bu zaman zarfında Kelime-i Tevhid Bayrağı taşıyan bir vatandaş dövüldü, Fatih Câmiî imâmı bıçaklandı, kendi hâlinde bir vatandaş öldürüldü, Santa Maria Kilisesi basılarak 1 kişi katledildi. Yaşanan bu müessif olaylar, 6 ayda iki düzineyi bulur. Bunlar, hem Türkiye'nin dikkatini Gazze'den başka tarafa çevirmek ve hem de seçime giderken ülkenin üstüne kapkara sis çökmesi içindir. O hâlde Kanarya'daki menfur olay, sadece terör saldırısı olarak görülemez. MOSSAD-PKK iş birliği eseri olması kuvvetle muhtemeldir. Benzer iş birlikleri Suriye ve Irak'ta da yaşanmakta...

Bir başka husus daha var ki hayli tehlikeli. İstikbale mâtuf olarak karanlık niyetler taşımakta:

DEM Parti, kendini Anadolu yakasında Sultanbeyli'de Avrupa yakasında da Esenyurt ve Küçükçekmece'de kuvvetli zannetmekte. Bundan dolayıdır ki CHP ile seçim ittifakı pazarlığı yaparken buraları adalarla birlikte pazarlık mevzuu yapmış, Esenyurt'u ise kendi adayına bırakılsın istemişti. Adalar'ın neden talep edildiği terörist başından olsa gerek. Adı geçen ilçelerimizin sakinlerini tenzih ederiz. Buralara dair niyetleri tahlil ediyoruz. Manzara bu olunca; saldırıyla irtibatlandığı görülür. Sonuç, kurtarılmış bölge ideolojisine çıkmaktadır. 17 el ateş edilen saldırıda verilen mesaj nettir: