GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK

11.11. 2024 günü bir toplantıya dâvetliydik. Toplantıyı, Göç ve Diaspora Vakfı tertiplemişti. Maksat,"Türkiye Göçmen Hareketliliği Raporu"nu tanıtmaktı. 2016-2023 yıllarını ihtiva eden raporu inceledik. Hem ilgili resmî kayıtlar taranmış ve hem de yurdumuzdaki göçmen hareketliliğinin dünü, bugünü ve yarınına dair tesbit ve buradan hareketle teklifler yapılmakta.

Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Recep Seyyar da hayli şümullü bir konuşma yaptı. Ne raporda yersiz tarafgirlik ve lüzumsuz öfke ve ne de yapılan konuşmada herhangi bir rahatsız edici taraf vardı. Bir sivil toplum kurumunun itinayla hazırladığı bu çalışmanın yetkili makamlarca değerlendirileceğini düşünüyoruz. Zira bu vak'a üzerinden on yılı aşkın biz zaman geçtiği hâlde toplumca bir fikir birliği temin edilebilmiş değil. Bazıları ezbere kızgın, bazıları ilgisiz. Hâlbuki olay, çok boyutludur ve yalnızca günümüze mahsus da değildir. Dün-bugün-yarın düzleminde ülkemizi, vatandaşlarımızı ve misafirlerimizi alâkadar eden bu meselede göç siyâsetimiz üzerine düşünüp işe yarar çârelere varmalıyız. Öncelikle kavram anlaşılırlığı gerekir:

Kavram veya tarifler"göçmen","düzenli göçmen","düzensiz göçmen" ve"sığınmacı"diye 5 maddede toplanabilir

Biz, göçmene"muhacir"de deriz. Muhacir ve Ensar, medeniyetimizin eskimez kelimeleridir. Tariflerin raporda uzun izahları yazılı. Şöylece toparlayabiliriz:

Göçmen: Bir ülkeden başka bir ülkeye taşınan kişi. Göçmenliğin sebepleri, ekonomik fırsat, eğitim, savaş, zulüm görme vs.dir

Düzenli göçmen: Bir ülkeye göç ederken gidilen ülkenin göçmenlik kanun ve mevzuatına riayet ederek gelen kimsedir...

Düzensiz göçmen: Bir memlekete gayrı kanuni yollardan girip, kanuna aykırı şekilde orada yaşayandır. Veya kanunlara riayetle girip ikamet iznini aşarak o memlekette kalmaya devam edendir. Bunlardan bir kısmı, düzensiz göçmen sıfatıyla bulunduğu ülkeyi bir geçiş ülkesi olarak kullanmaktadır

Sığınmacı: Zulüm ve ağır insan hakları ihlallerinden korunmak yahut kurtulmak için bir başka ülkeye sığınmış olan fakat henüz hukukî bakımdan mülteci kabul edilmeyen şahıstır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, 14. Maddede herkesin başka ülkelerden sığınma talep etme hakkı olduğunu yazar. 1951 Tarihli BM Sözleşmesi ve 1967 Protokolü mültecilerin zulüm görme tehlikesi sebebiyle geldikleri ülkeye gönderilmelerini yasaklamıştır...

Rapordaki tesbitlerse ana hatlarıyla şöyle:

-2023 itibariyle göç tartışmaları, yurdumuzda seçim malzemesi yapılmış ve yersiz değerlendirme ve vaadler yüzünden daha evvel Türkiye'yi tercih eden düzenli göçmenler iş insanı, bilim insanı, öğrenci gibi kimseler için başka devletler, câzibe sebebi olmuştur.

-Türkiye, dünyada 3 milyondan fazla sığınmacı ile en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ikinci devlettir. 6 milyon göçmen varlığıyla da 12. konumdadır. Esasen 2020 itibariyle Suriye'den yurdumuza gelen sığınmacı sayısı durmuştur. Türkiye'deki problem, sığınmacı gelişi değil, sığınmacıların sağlıklı ve sistemli bir uyum politikasıyla düzenli göçmen statüsüne taşınamamasıdır.

-Ülkemizde 2019 yılında 454.662 kaçak kişi yakalanmıştır. Bu sayı, giderek düşmüş ve 2023'te 254.008'e gerilemiştir. Son bir yılda 401.325 düzensiz göçmen yurdumuzu kendiliğinden terk etmişlerdir. Bu arada yapılan incitici hareket, saldırı, kötü sözler yüzünden vasıflı düzenli göçmenler de gitmişlerdir.

-Genelde Arap ve özelde Suriye düşmanlığı şeklinde yükselen göçmen hasımlığı sadece Arap coğrafyasından gelenleri değil Türk Cumhuriyetlerinden, Rusya'dan ve diğer ülkelerle Batıdan gelen düzenli göçmenlere yansımıştır.