GAZİ GAZZE

Bazı Arap memleketlerindeki iktidarların, Batı güdümünde taşeron yani icâzetli idareler olduğunu yaşanan şu Filistin faciası üzerine bir kere daha yazmıştık.

Dediklerimizde yanılmış olmayı çok isterdik. Maalesef seyir öyle olmadı. Gözler önündeki hazîn Gazze manzaraları, tesbitimizi tasdik ediyor.

Kendi ülkelerinin işgalcisi olan o kirli saltanatlar, ağızlarına baktıkları Batılı merkezlerin izni olmadan hiçbir şey yapamazlar. Ne hava sahası kapatabilir ne petrol vermeyebilir ne ticareti durdurabilirler. Aksi hâlde makam gider, ünvan biter, imkân tükenir! Bu petrol kodamanları, o kadar gamsızlar ki dünya milletlerinden, şehirlerinden, hatta bazı Yahudilerden bile Siyonist İsrail'in vahşi soykırımına karşı kınama sesleri yükselirken onlardan çıt çıkmıyor. Vatandaşları, protesto için kıvranıyor fakat onlara da izin vermiyorlar. Bu gamsız saltanat sahipleri, Netanyahu'nun mezalimi karşısında öylesine kayıtsızlar ki bu baş katilin haddini aşarak kendilerine yönelttiği "yerinizi korumak için sesinizi çıkarmayın ve bir şeye karışmayın!" tehdidine inat olsun için dahi rahatlarını zerrece bozmuyor, bu aşağılayıcı tehdidi kabullenebiliyorlar.
Filistinli bebek, çocuk, kadın, yaşlı masum ve mazlumların müdafii olan Gazze Direnişçilerine, Filistin Millî Ordusuna "terörist!" diyen, ağzı çarpıklar, ister parti başkanı, ister ekran konuşmacısı, her kim olursa olsun, onlar, İsrail baş katilinin sözcüsüdür, teröristin suç ortağıdır. Milletimiz ve imânımızla alâkaları yoktur!

19 ve 20. Asırlar, biz Müslüman Türklerin ve şahsımızda da dünya Müslümanlarının büyük ziyanlarla dolu kayıp zamanlarıdır:

Haçlı, Siyonist ve Evanjelist emperyalist ittifak, 2023'te başlattığımız Türkiye Yüzyılı'nın bu kayıp asırları telafi hamlemiz olduğunun farkındalar. Netanyahu'yu, siyonistleri kışkırtmaları bundandır. Asıl hedef, Türkiye'dir.

Vazgeçilmez değerlerimiz vardır:

Kudüs kırmızı çizgimizdir, Mekke kırmızı çizgimizdir, Medine kırmızı çizgimizdir, Kıbrıs kırmızı çizgimizdir, Devlet-i Ebed Müddet'in nöbetteki başkenti Ankara, kırmızı çizgimizdir, İslâmın ebedî Hilâfet merkezi ve Türk'ün değişmez Payitahtı İstanbul, kırmızı çizgimizdir... Kırmızı çizgi, Müslüman Türk'ün ilişilmez namusu, örselenmez iffetidir. Hiç şüphe yok ki Gazze Direnişi'nin fedâileri, Kudüs dâvâsının öncü şehidleri ve Mî'râc sevdalılarıdır.

Bizim gözümüzde Gazi Gazze, Gazi Anteb'imizin kardeş şehridir. Bu hakla-bâtıl kavgasında Gazze'ye omuz vermek, en evvel Gazi Şehrimize, Şahinlere düşer.

Devlet-i Âli Osman, 20. Asırdaki ilk büyük yarayı 1911'de Trablusgarb'da istilacı İtalya'dan aldı. Bugün Gazze'de İsrail'e kan kusturan İzzeddin el Kassam Tugaylarının kurucusu olan İzzeddin el Kassam adındaki vâiz, o savaşta Mehmetçikle beraber İtalyanlara karşı savaşıyordu. Aynı mücahid, I. Dünya Harbi'nde de merhum Kadir Mısıroğlu'nun verdiği isimle Anadolu'daki Sarıklı Mücahidler gibi işgalci yedi düvele karşı Mehmetçikle beraber cana can, kana kan çarpıştı.