En uygun çağrı vakti!..

22 Ekim 2024, gelecek zamanlarda da çok konuşulacaktır. Bazı durumlar vardır ki bir şekilde tarihe geçerler. 22 Ekim 2024 de onlardan biri oldu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim 2024 Salı günü partisinin grup toplantısında Abdullah Öcalan'ı PKK'yı lağvetmeye çağırdı

Sn. Bahçeli, bu beklenmeyen konuşmasında şöyle diyordu:

"Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz!"diyenlere sesleniyorum. Şâyet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini, örgütün lağvedildiğini söylesin. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse"umut hakkı"nın kullanılmasıyla alâkalı kanunî düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne Edirne! Adres, İmralı'dan DEM'e uzansın. Bu ağır ve tarihî terör musibeti, ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan! Buna varız. Vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sîneye çekmeye sonuna kadar hazırız!!!...

Devlet Bahçeli, müteakip birkaç grup konuşmasında da çağrısını tekrarladı ve ilâve etti:"Bu bir müzakere, terörle sulh görüşmesi değildir. Örgüt, ya lağvedilir, silahlar gömülür, teröristler teslim olur veya o silahlar ellerinden alınarak başlarında kırılır, kendileri gömülürler!"

Şüphesiz ki bu konuşmalar, devlet aklının, Cumhur İttifakı'nın iki sayın lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli arasındaki istişârî mekik dokumasıyla gerçekleşmişti. Söz konusu açılımı, Devlet Beyin yapması, sözün bittiği yerdi. Kimsenin, Devlet Bahçeli'nin de MHP'nin vatan, ezan, bayrak gibi yüksek değerler aşkını sorgulamaya gücü yetmezdi.

Devlet, 2016'dan bu yana yaptığı kararlı terörle mücadele süreciyle yurt içinde bölücü ihanetin kökünü kazımış, Suriye ve Irak'ta da emniyet tedbirleri alınmıştı. Amerika, İran ve İsrail'in desteğini alan PKK, Kandil ve Suriye'nin kuzeydoğusuyla Irak'ın bir kısmına mahkûm edilmişti. 1978'de kurulan şakî örgüt, en kötü günlerini yaşıyordu. Bundan istifadeyle lazım gelen usul ve üslupla örgüte silah bıraktırma teklifinde bulunanlara"teröristbaşı, işin içinde olmazsa bundan bir şey çıkmaz!"deniyordu. Devlet Bahçeli Beyin çizdiği istikametin sebebi budur.

Bu sürpriz üzerine DEM Parti'den bir hey'et, Adalet Bakanlığının izniyle ilkin 28 Aralık 2024 tarihinde İmralı Adası'na gidip ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası mahkûmu Abdullah Öcalan ile görüştüler. Ertesi gün siyâsî partileri ziyaret ederek bilgi verdiler. Nakledildiğine göre teröristbaşı, kanın durması için üzerine düşeni yapacağını ifade etmiş. Bu meyandaki niyetini bu hey'etin gitmesinden önce kendisine gelen yeğenine de yaptığı haber olmuştu. İlk ziyareti, 22 Ocak 2025'teki ikinci DEM ziyareti takip etti. Hey'etteki DEM'li vekiller bu defa da partilere giderek vaki görüşme hakkında malumat verdiler. İlk temasta Abdullah Öcalan,"üzerine düşeni yapacağını"ve buna gücü olduğunu söylemişti. Ancak, bu mes'ele ortaya çıkınca Kandil'deki terör elebaşları yolunda olduklarını söyleyegeldikleri kişiyi dolaylı bir dille reddettiler. Diyorlardı ki:"Önderimizdir ama tecrid altındadır!"Bu sözler, el değiştirmiş PKK'nın silah bırakmayacağının habercisiydi. Sn. Bahçeli'nin"umut hakkı"atfı ve DEM grubuna gelip konuşma teklifi, işte bu itirazını bertaraf etme maksadına matuftur

Bütün bu gelişmeler seyrederken böyle bir çözüm odaklı sonucu ortadan kaldırmak için bazı laflar, gündemde yer etti:"Öcalan'ın sözü dinlenmez; örgüt üzerinde tesiri kalmamıştır!.."Bu iddia, külliyen asılsız değildir. Bazıları, tahminlerini dile getiriyor, bazıları da huzura giden yolu dinamitlemek istiyorlar.