Duanın gücü

18 Mayıs 2021 tarihinde Türkiye'deki bu sütunda çıkan yazımızı"Zafer, Filistin'indir!"diye imzalamıştık. 8 Ekim 2023 akşamı TV 24'te gündeme dair konuşurken birden, Kassam Tugaylarının İsrail'e taarruz ettiğine dair haber almamız üzerine yaptığımız yorumda da"Zafer Filistin'indir!"demiştik. 9 Ocak 2025'te yani Gazze'nin enkaza dönmüş olduğu bir zamanda yine Türkiye gazetesinde çıkan yazımızda"Zafer Filistin'indir!"diye yazdık

Filistin'in işgalci İsrail'e karşı verdiği vatan müdafaasının asırlık hikâyesi, artık biliniyordur diye tahmin ederiz. 8 Ekim 2023'te Filistin'in bulduğu fırsattan istifade ederek Tel Aviv'e hücumuyla başlayan safha ise bu mücadelenin son ve belki de en önemli bölümüdür. Arkada kalan 16 ay içinde İsrail, Gazze'ye en az 5 atom bombası ağırlığında bomba attı. Hamile, bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sivil demeden her canlıyı katletti. Eşi benzeri görülmedik vahşi bir soykırım yaptı. En az 50 bin Filistinli şehîd oldu, en az 50 bin Gazzeli çocuk, genç, kolsuz, bacaksız, ayaksız, gözsüz kaldı. Hekim, öğretmen ve gazetecilerin canına kıydı. Siyonistler, Gazze'nin suyunu, ekmeğini, elektriğini kesti, yardım yollarını kapattı. Mazlumları ilaçsız bıraktı, hastane ve mektepleri yıktı. Akdeniz kıyısındaki bu küçük sahil şehrinde hayata dair ne varsa bitirdi, zulüm olarak ne varsa işledi, destek olarak bir orduya ne lazımsa ABD ve Batı'dan fazlasıyla aldı.

Buna rağmen:

Gazze Celladı Netanyahu

Katil İsrail

Siyonist ve Evanjelistler, her şeyini kaybetmiş, fakat imânı diri, irâdesi güçlü, azmi aşılmaz Gazzeli çocuk, kadın, ihtiyar ve mücahidleri yenemediler, yıldıramadılar, mağlub edemediler. İsrail, acze düştü, psikolojisi bozuldu, ruhu hurdaya döndü. Kıyas kabul etmez kuvvet farkı ortada iken bir tek rehinesini bile Gazze aslanlarının elinden alamadı. Gazze, maddede kaybediyor, şehîdler veriyor ama mânâda kazanıyordu. Siyonistlerse sürekli düşman çoğalttılar. İsrail'e destek olmak yüz kızartıcı bir suç sayıldı. Hemen bütün dünya şehirlerinin her dinden ve her milliyetten merhametten nasibli insanları, sabah-akşam şehrin meydanlarında İsrail'i, Gazze Celladını ve bu zulme destek verenleri protesto ettiler, ediyorlar.

Bu arada "vadedilmiş topraklar" seyyahı İsrail, Lübnan'a ve Suriye'ye de girme şaşkınlığı gösterdi. Türkiye, Suriye'deki gelişmeleri zafere çevirdi. Suriye'nin sahipleri, Siyon iş birlikçisi Beşar Esad'ın diktatörlüğünü yıktılar, aşağılık zalim kaçıp gitti. Netanyahu'nun ya kaçmaya fırsatı olmayacak veya kaçsa bile yakalanıp fareli hücreye kapatılacak.

Bu 16 ayda dönem dönem ateşkesler dile geldi, farklı mekânlarda müzakereler oldu. Ancak, Soykırım Suçu Mahkûmu Netanyahu, alınan her kararı şahsî ikbâlini düşünerek bozdu. Son ateşkes görüşmeleri Doha'da yapıldı. 16 Ocak 2025'te tarafların ateşkesi kabul ettiği haberi alındı. Tel Aviv'den yapılan açıklamaya nazaran karar, 19 Ocak'ta Savaş Kabinesine götürülecekti Bu netice, bir zaferdi. Gazze'yi vura-kıra bomboş araziye çevirip üzerinde villalar inşa ederek satmayı planlayan zalimler, yok edemedikleri, yeryüzünden silemedikleri mangal yürekli insanlarla mütareke için masaya oturma zorunda kalmışlardı.

Bu, İsrail için ağır bir zillet, Filistin içinse zaferdi

Ateşkes kararına varılması, Gazzelileri çok sevindirdi. Ne var ki Netanyahu, yine bozgunculuk yapabilirdi. Biz, ateşkes kararının duyurulma şeklinden de işkillenmiştik. Bu haberi, AA, TRT, el-Cezire vs. değil de İngiliz Reuters haber ajansının dünyaya duyurması nedense bize garip geldi. 1851'den beri faaliyette olan Reuters, Sultan Vahideddin'in de İstanbul'dan ayrılışını ilk duyuran ajanstır.