CHP ZAMANIN ARDINDA KALDI

Halk Partisi, halkın partisi demekle, kelimenin başına cumhuriyet ve benzeri kelimeler getirmekle halka; daha doğru bir söyleyişle millete ait olunmuyor.
Bir tarafta halk, millet, vatandaş, diğer tarafta da parti veya partiler varsa bu parti veya partilerin halka hâkim değil hâdim yâni hizmetçi olması, ona hizmeti ibadet kabul etmesi gerekir...
Bu topraklarda milletin yüksek değerlerinden nasibi olan partilerin, onların yöneticilerinin hafızasının bir tarafında Sevgili Peygamberimizin - aleyhisselam- "insanların en hayrlısı insanlara hizmet edendir!" buyurdukları hadîs-i şerîfleri vardır. Aynı hafızanın diğer tarafındaysa Yavuz Sultan Selim Han'ın cuma günü Mekke-i Mükerreme'de cemaatin arasındayken hatip efendinin hutbede adını okurken O'ndan "hâkim'ül harameyn" yâni Mekke ve Medine'nin melîki, hâkimi demesi üzerine ânında müdahale ederek "hâdim'ül harameyn!" diye bu sözü tashih etme tevazuu vardır.
Bu milletin nesillerine çok partili hayata geçme tarihimiz hep 1945-46 ve İsmet İnönü'nün lütfuyla olduğu söylendi. İkisi de doğru değildir. Türkiye demokrasi tarihinde çok partili hayata başlamamız II. Meşrutiyetle 1908'dir. 15 yıl devam etti. 194546'da ise İnönü; nâm-ı diğer Millî Şef, re'sen, kendi iradesiyle değil okyanus ötesi baskıyla kerhen çok partili hayatın yolunu açtı. 1923-1950 CHP'nin tek başına iktidar olduğu, meşhur adıyla Tek Parti dönemidir. Tek başına uzun yıllar iktidarda olmak, vazgeçilmezlik duygusuna sebep olabiliyor. CHP, 9 Eylül 1923'te kuruldu. 9 Eylül 2023'te yaşı, asrı buldu. Bu kadar ömür az şey değildir. Ama mevzubahis bu parti, zamana ayak uyduramadı. 1950 öncesi millete üstten bakan, kendini milletten daha iyi düşündüğünü gören bir zihniyetteyken 1950 sonrası asker, matbuat ve sermayeye sırtını dayadı. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün Başvekil Adnan Menderes ve DP'yi tenkit ederken bu partinin cunta karşısındaki yerini kasıtla "sizi ben bile kurtaramam!" ihtarı çok şeyi ifade etmektedir. Bu ve benzeri laflar, 27 Mayıs kanlı darbesine hizmet etmiştir. Şu hâle bakmalı ki partinin kurucu genel başkanın ünvanı "Ebedî Şef"se ikinci CB'ninki "Millî Şef" olacaktı. Dahası var. Kayınpederin ünvanı "Millî Şef"se damadı gazeteci ve 27 Mayıs darbe kışkırtıcısı Metin Toker'in ünvanı da "Millî Damat" olmalıydı...
Ömrü asrı devirmiş bir parti 75 yıldır tek başına iktidar olamıyorsa bu partinin mazisini, hâlini ve istikbâlini muhasebe ve muhakeme etmesi gerekir. Bu kadar zaman zarfında kazaen bir kere bile iktidar olunamaz mı CHP, öncelikle "devleti kuran parti!" yalanını reddetmelidir. Doğru olsaydı onu iktidar yapmayan millete iki çift laf etmeye hakkı olabilirdi. Hâşâ millet, nankör değildir; fakat, CHP gerçeğe yaklaşmıyor. 29 Ekim 1923'te devlet kurulmamış, I. Meclis, yönetim şeklini değiştirmiştir. Ana muhalefet partisi, bu tarihî vakıayı ikrar etmelidir. Ayrıca laikliği de kendi ideolojisinden uzak şekilde değerlendirmelidir. Laiklik, Cumhuriyetin ilanından yıllar sonra, 1937'de anayasaya girdi. Bu tarihten itibaren de 70 yıl milletin başında kılıç gibi sallandı, milleti İslamiyetten uzaklaştırma vasıtası olarak kullanıldı. CHP kurucu genel başkanıysa hiç durmadan istismar edilmektedir. "Bir şey haddini aşarsa zıddına inkılab eder" sözü meşhurdur. Bir iktidarın veya bir dönemin bütün icraatlarının hatadan münezzeh olması, ülkemiz için de diğer dünya devletleri için de mümkün değildir.