Vahim bir katliâm mahkûmunun yumruklu saldırısına uğrayan Özgür Özel, aslında kendisi farkında olsa da olmasa da bir makama layık olma, yerini doldurma sancısı içinde bulunuyor. Bu da yadırganacak bir hâl değildir. Sn. Özel de kabul eder ki genel başkanlığa gelmesi ne partisinde ve ne de kamuoyunda bekleniyordu.
Her makamda olduğu gibi siyâsette de bir yere gelmekten daha çetin olan, orada kalabilmektir. CHP genel başkanlığına Kılıçdaroğlu'na karşı İmamoğlu'nun hâmiliğinde seçildiği cümle âlemce malûmdur. Seçildi ama İBB Başkanının vesâyet ve gölgesinde kalıyordu. Bu sebeple bir senaryo kurgulandı. Buna göre erken seçime gidilecek, CHP, rakiplerine nazaran açık ara bir farkla seçimleri kazanacak, çıkan Meclis aritmetiğiyle Anayasa değiştirilecek, tekrar parlamenter sisteme dönülecek, İmamoğlu Cumhurbaşkanı, Özel, partinin başı ve Başbakan olacaktı Bir sığınmacı parti kursa bu kadar hayal görmezdiNeyse ki İmamoğlu Mâceraları, imdadına yetişti. Özgür Özel, İmamoğlu'nun tutuklanmasına tepki için sesini yükseltse, masaları yumruklasa da bu görüntü, politikadaki çift yüzlülüğünün, insanın yakasına yapışma hâlidir. Hâlbuki İmamoğlu'ndan yana Özel'in artık bir kaygısı kalmasa gerek."Ekrem İmamoğlu Vak'ası"nda adı geçen şahsın üniversite diploması, şimdi İst. Üni. Veri Tabanından da külliyen silindi. Bundan böyle yalnızca lise mezunu. Bu netice, CB adayı olmasının yolunu kesmiştir. Geriye sadece CHP genel başkanlığı kalıyor. Fevkalade kongre yapıp delege zaafı avıyla genel başkan olabilir mi Nazari olarak mümkün görünse de fiilen zor. Niçin Çünkü, İmamoğlu hakkında her gün gündeme gelen emniyet ve savcılık iddialarının muhal farz yüzde 90'ı asılsız, 10'da biri doğru olsa bile bu 10'da bire giren en az yarım düzine suç, adı geçen sanığın mahkûmiyet almasına yetecektir. Bir hukukçu olarak yaptığımız, bu tespit asla bir temenni değildir. Kimseye kötülük temenni etmeyiz. Bizler, kısmetimiz kadar da olsa İslâm Ahlâkı'ndan haberdarız. Bizim ebedî medeniyetimizde Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- şöyle buyururlar:-Men dakka, dukkaSen, birinin kapısını çalarsan başkaları da senin kapını çalarTabiî ki burada"kapı"kelimesi, mecazidir."Ne ekersen onu biçersin!""Hayr iste komşuna, hayr gelsin başına!" gibi deyimlerimiz, bu mübarek hadisin sanki, ârif halkımızın diliyle tefsiridir. Nitekim yakın vakitlere dek hâne ve ticarethânelerimizin duvarlarında şu ebatta plaza ekranlar olmaz"edeb yâ hû","bu da geçer yâ hû","hasbünallahi ve nîmel vekil","men saberâ zaferâ","Allah, güzeldir, güzeli sever","El Cennetü tahte akdâmi'l-ümmehât Cennet, anaların ayağının altındadır","Men Dakka Dukka" gibi hattı ayrı güzel, tezyini başka güzel levhalardan bir yahut birkaçı bulunurdu.Bizim gönül iklimimizde "kişi, noksanını bilmek gibi irfân olmaz!"buyuruluyor. Keza, nice âyet-i kerîme, nice hâdis-i şerif, nice âlim ve evliya vefâsızlığı kötülemektelerEkrem İmamoğlu, Beylikdüzü'nde belediye reisiymiş. Kimsecikler bilmiyordu. Buna rağmen Kemal Kılıçdaroğlu, O'nun kolundan tutup İstanbul Büyükşehir'e aday gösterdi. Seçimi kazandı. O zaman kendisinin Sn. Kılıçdaroğlu'na medyûn ı şükrân olması gerekirken delege taraftarlığıyla genel başkanı düşürüp Özgür Özel'i seçtirdi. Sn. Ahmet Davutoğlu, Sn. Ali Babacan, nasıl ki Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a yanlış yaptılarsa İmamoğlu da Kılıçdaroğlu'na yanlış yaptı.