22 Şubat

8 Kasım 1976 günü bir genç, sevdiği gazeteye başlığı "Tiranların Ölümü" olan bir yazı götürüyordu
Cağaloğlu, Çatalçeşme Sokak 16 numaradaki mütevazı binanın birinci katının merdiven sahanlığında Türkiye gazetesinin sahibiyle karşılaştı

Genç, selâmdan sonra elindeki yazıyı uzattı. Gazetenin sahibi, yazının olduğu kâğıdı aldı; ayaküstü okudu ve aydınlık bir yüzle karşısındaki gence iade etti.

İade ederken de şöyle demişti:

-Olmuş

Bu yazı, ertesi gün 9 Kasım 1976'da Türkiye gazetesinde "Pırıltı" sütun ismiyle neşrolacaktı.
Kalbi yazma arzusuyla atan o genç, "olmuş" yerine olumsuz bir karşılık alsaydı bugün belki de 7 bin civarında makalede İmza'sı olan biri olmayacaktı

Aradan yıllar geçti

Bir gün tarihler, 22 Şubat 1979'u gösterirken, o genç, evliliğe adım atıyordu. Nişan yüzüğünü de takan gazetenin sahibi ağabey, şimdi birçoğu mâveraya göçmüş olan birçok dostla beraber; velîme dediğimiz düğün yemeğindeydi

Dünün o yazma heveslisi genci, bir gün, yukarıda zikrettiğimiz merkez binada gazetenin sahibinin odasındaydı. Daha evvel "olmuş" diyerek bir gencin yazı hayatına yol veren güler yüzlü ve karşısındakine huzur bahşeden bu insan, bu defa da artık orta yaşlarda seyreden bu arkadaşına yekten "Peygamber Efendimizin hayatını yaz" dedi Eğer; böyle bir söz dile gelmemiş olsaydı kat'i bir lisanla söylenebilir ki bugün "Sevgili Peygamberim Siyer-i Nebî" adında 1092 sayfa hacimli bir eser fikir ve edebiyat hayatımızda olmayacaktı

Saatler yorulmadan çalıştı, takvimler usanmadan eskidi ve orta yaşlar bile handiyse arkada kalır olurken zamanın 7 Ekim 2012 yazan limanına demir atıldı. Burada sözü edilen iki insan, yazar ve gazetenin; hayır patronu değil ağabeyi, o ağabeyin Güzelşehir'deki evinin bir odasında baş başa idiler. Yazar, birkaç yıldır yurt dışındaydı; yakınlarda dönmüştü ve nezâket ziyaretindeydi. Ağabey, anlatıyordu ama yazar, içten içe üzülüyordu. Yaşadığı ihanetler, vefasızlıklar, ikiyüzlülükler çok belli ki O'nu çok yormuş, hayli yıpratmıştı.
Sözün bir yerinde yüzünü avucuyla desteklerken uzaklara bakıp şöyle dedi:

-Bana sen, lâzımsın

Belli ki yaşadığı haksızlıklar bu sözü ettirmişti

Kader!

İmtihan!

Çile!

Yine bir gün zaman akar, takvimler 22 Şubat 2013'ü gösterirken yazar, 1976'da kendisinden "olmuş" sözünü bir muştu gibi aldığı Türkiye'nin Ağabeyi'nin Eyübsultan Meydanı'ndaki musallada yer alan tabutunun önündeydi Kelimelerin, acze düştüğü noktaya gelinmişti.