2048

Siyonist Yahudilerin "Arz-ı mev'ud" dediği büyük coğrafya üzerinde devlet kurma faaliyetlerine başlama tarihi 1848'dir:

Bu tarihte Londra'da faaliyete başladılar.

Yirminci asrın ilk çeyreğine kadar o günkü Şam vilayetimiz, bugünkü Ürdün, Filistin, Lübnan, İsrail, Suriye ve mücavir alanları içine alan yekpâre bir topraktı. Şam-ı Şerif'ti. Bölgedeki muhtelif yerlerde İngiliz şehbenderlikleri vardır. Bugün konsolos denen yabancı devlet temsilcileri, Filistin topraklarında da mevcuttu.

"Vadedilmiş topraklar"da bir Yahudi devleti kurma faaliyetleri başlayınca Londra, Filistin coğrafyasındaki konsolosluklarını bölgedeki Yahudilerin emrine verdi.

Londra merkezli bu faaliyetler, bir zaman İngiltere'de devam ettikten sonra 1870'te Rusya'ya kaydı. Siyonist ideolojinin başına Theodor Herzl geçti. "Büyük Britanya" O'na bütün desteği veriyor, bu Siyonist de hayal ettikleri devleti kurmak için akla gelebilen her gayret ve temasta bulunuyordu. Abdülhamid Han ile de iki defa görüştü. Osmanlı Devleti'nin bütün borçlarını ödeme vaadine rağmen toprak tahsisine dair yüz bulamadı.

Hünkâr, şu cevabı vermişti:

-Memleketimin bir çakıl taşını bile satamam. O, benim değil, milletimindir!

Şu soru akla gelebilir:

-İngiltere, mademki tam destek verecekti Siyonistler, neden Moskova'ya gittiler

"Büyük Britanya" nam İngilizler, 1858'de Babür İmparatorluğunu yıkarak Hindistan'ı yeni ele geçirmişlerdi. Hindistan, kendisiyle birlikte bugünkü Bangladeş, Keşmir ve Pakistan'ı da içine alıyordu. Çoğunluk Müslümandı. Londra merkezli faaliyetle Filistin'de bir Yahudi devleti kurmaya çalışmak, Payitaht ve Hilafete sıkı sıkıya bağlı Hind Müslümanlarında çok büyük tepkilere yol açacak ve İngiltere'nin cenubi Asya'da başı derde girecekti.

1870'ten itibaren Rusya'da çalışmaya koyulan Siyonistler, bu arada bir gerçeği fark ettiler. Devlet olabilmeleri için tarımla uğraşan nüfusa da ihtiyaçları vardı. Oysa Avrupa Yahudileri, ticaretle meşguldü. Rus Yahudileri ise çiftçiydi. İşte bu sıradadır ki nasıl bir tesadüfse çiftçi Rus Yahudileri, katliam yaşamaya başladılar. Siyonistler, onlara yanaşarak yol gösterdiler. Filistin'e gidip ziraat yapmalarını tavsiye ediyorlardı. Kendilerini dinleyenler oldu. Peyderpey Filistin'e geliyorlardı.

1870'in üzerinden yarım asır geçmeden, Dünya Harbi sonrası Şam vilayeti, elimizden çıkarak 9 Aralık 1917'de İngiliz işgaline düştü. Bu zaman zarfında Filistin'de Yahudi nüfus artıyordu. Buna rağmen mevcutları binli rakamlardaydı. Rusya'yı terk edenlerin çoğu ABD'yi tercih etmişlerdi.

Siyonistler, Dünya Harbi'nde Osmanlı Cihan Devleti'ne son verme hususunda İngilizlerle sıkı iş birliği yapmışlardı. Bundan dolayı İngiliz Hariciye Nâzırı Arthur Balfour, 2 Kasım 1917'de Balfour Deklarasyonu'nu neşrederek Filistin'de Yahudi devleti kurulmasına kapı aralayarak şükranlarını yerine getirdi. Milletler Cemiyeti de 1920'de Filistin toprakları üzerinde İngiliz mandasını tanıdı. İsrail Devleti'nin kurulmasına hayli yaklaşılmıştı. Ne var ki Araplara nazaran nüfus pek bir şey değildi. Bunun üzerine Siyonistler, Yahudilerin yaşadığı dünya şehirlerini dolaşarak onlara Filistin'e göç etmeleri telkininde bulunmaya başladılar.

Bu sırada garip bir tesadüf daha yaşanıyordu. Nazi Almanya'sı 1930-45 arası Yahudilere soykırıma başladı. Çiftçi Rus Yahudilerin, katliamdan kaçarak gelmeleri gibi soykırımdan kaçan Alman Yahudi'si tüccarlar da Filistin'e göçüyorlardı.

Büyük Britanya-ABD dayanışmasıyla Filistin Mes'elesi, II. Cihan Harbinden sonra BM'ye taşındı. BM, biri Arap, diğeri Yahudi olmak üzere Kasım 1947'de Filistin topraklarında iki devlet kurulmasını kabul etti. Yahudiler, Filistin coğrafyasının sadece yüzde 7'sine malik oldukları hâlde toprağın yüzde 56'sı onlara verilmişti. Nüfus, kıyas kabul etmezdi. Bundan dolayı Araplar, BM kararını kabul etmediler. Böylece günümüze kadar devam eden savaşlar silsilesinin ilki olan Filistin-İsrail Harbi patlak verdi. 14 Mayıs 1948'e gelindiğinde David Ben Gurion, İsrail'in bağımsızlığını ilân etti. 1947 BM taksimi esas alınmıştı. İsrail, BM tarafından 1949'da devlet olarak tanındı.