1261-2022

Rumeli'ye bu defa sallarla değil, köprülerle, raylarla, tünellerle çıkıyoruz: Asya ve Avrupa'yı bir köprüyle daha kucaklaştırdık. "1915 Çanakkale Köprüsü" son asır muhteşem eserlerimizden biri oldu. Bu eser, her ne kadar bir köprü olsa da o maddesidir. Mânâsıyla bakınca bir âbide; Çanakkale Zaferi hatırasına ecdadın ruhunu şâd etmek maksadıyla dikilmiş bir anıt-eserdir. Türkler, Türkistan'dan sonra sürekli Batı'ya, garba doğru aktılar. Anadolu'dan yahut Küçük Asya'nın Avrupa'ya en yakın noktalarından olan Çanakkale Boğazı'ndan Gelibolu'ya geçiş tarihçemiz önemlidir. Tarihçiler, "Rumeli Fatihi Şehzâde Gâzi Süleyman Paşa" komutasındaki bu seferin, milâdî takvimle 1353'te olduğuna dair hemen hemen ittifak ederler. Ancak, bizim, bu hamlemiz, ilk Rumeli fethimiz değildir. Osmanlı öncesinde ve erken Osmanlı safhalarında da sefer ve fetihlerimiz vardır. 1261'de Anadolu Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Keykavus, askerleriyle Rumeli'ye geçerek Dobruca'yı fetheder. Osmanlı dönemindeyse 1308'den 1353'e kadar Rumeli'ye muhtelif çıkışlar devam eder. Bu sefer ve fütuhatta Bizans imparatorlarının talepleri, Bizans'ta yaşanan taht kavgaları, güçlenen Osmanlı Beyliğinin büyüme hedefleri gibi sebepler vardır. Diğerlerinin fazlaca bilinmeyip 1353'ün başlangıcı kabul edilmesi, öyle tahmin ediyoruz ki attan düşerek vefat ettiğinde henüz 43 yaşında olan Süleyman Şah'ın girdiği Rumeli topraklarını vatan kılacak çap ve kalıcılıkta fethetmesinden ileri gelmektedir Türk tarihi bütünlüğü içinde düşünürsek Rumeli'ye ilk çıkışımız 1261, yaygın görüşü esas kabul edersek 1353'tür. İster ilki isterse ikincisi kabul görsün netice değişmez zira bunlar son değildir. Çağ değiştirecek asıl imzayı, Tuğrayı Hümayunu, Fatih Sultan Mehmed Han atmıştır. Şüphesiz ki 1453'ü hatırlatmaya bile ihtiyaç yoktur... 1261, 1353, 1453 Akınlarını Bu defa daha ziyade müdafaa mahiyetinde olan 1877-78 yani 1293 Türk-Rus Harbi, 1897 Teselya Habi, 1912-13 Balkan Harbi, 1914 I. Dünya Harbi, 1915 Çanakkale Harbiyle 1918-1923 arasındaki 5 yıla yakın süren İngiltere'yle müttefiklerinin İstanbul işgali takip etmiştir. 1877-1923 arasında yaşanan yarım asırlık millî mukavemet, onu takip eden siyasi ve sosyal çalkantılar ve ardından gelen II. Dünya Harbi ve II. Dünya Harbi sonrasında başlayan Soğuk Savaş, devlet ve millet olarak bizi çok yordu. Bu yorgunlukları üzerimizden atmayı, 1960'ta başlayan darbelerle ekonomik krizler geciktirdi. 14 Mayıs 1950'de yakalanan kalkınma rüzgârı, 27 Mayıs 1960'ta durdurulmaya çalışılmasına rağmen yolumuz tamamen kesilemedi. Böylece ecdadın askerî hareketlerini bu defa sivil hamleler takip etti. Bu defa Rumeli'ye geçişimiz sallarla değil köprülerle olacaktı. Yol denen, köprü denen, tünel ve ray denen medeniyet unsurlarını inşaa başlamıştık. Bunlardan bazıları, sancılı şekilde vücut bulduysa zaman onların hakkını ve değerini teslim etti. -15 Temmuz Şehidler Köprüsü, Başbakan Süleyman Demirel döneminde yapıldı. 30 Ekim 1973'te hizmete açıldı. Bu köprüye muhalefet çılgınlık çapındaydı. -Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Turgut Özal'ın Başbakanlığında 3 Temmuz 1988'de açıldı. Bu köprüye çok fazla muhalefet edilmedi. İlk köprü için söylenenlerin mahcubiyeti daha