Yerine gelen müfettiş hâlden anlayan biriydi...

Bu tertemiz Anadolu çocuklarının müşfik, inci-mercan bakışları, gözlerimde ümit, iç âlemimde muhabbet kıvılcımları oluşturuyordu.

Sonra bu masumun küçük elini yavaşça tutup gülümsüyorum. Vücut diliyle; "yalnız değilsin" demek istiyor, çocuğun kendine olan güvenini artırıyorum aklımca. Öteki elimle sınıfı idareye çalışıyorum. Bu tertemiz Anadolu çocuklarının müşfik, inci-mercan bakışları, gözlerimde ümit, iç âlemimde muhabbet kıvılcımları oluşturuyordu. Öyle ışık saçıyor, öyle samimi bakıyorlardı ki anlatamam... Onların kirlenmemiş dünyalarından müfettişi, Sarı Müdür'ü, öğretmenler odasında konuşulanları tek tek düşünüyor, kimseden gık çıkmıyordu.

Mini mini elceğizi titreyerek açılıp kapanıyor. Pembe güllü eşarbın ucu artık kıvrılmıyor, kara zeytuni gözleri hep mütebessim.

Çok zeki bir çocuktu bu talebem. İlk okuma-yazma öğrenenlerden biriydi. Birinci sömestir yaklaştığında diğer sınıflar hâlâ fiş ezberlerken, ehemmiyet vermedikleri bizim sınıfın yarıdan fazlası okumayı çoktan sökmüştü.

Bakma onun yaşına,

Neler gelmiş başına,

Herkes hayran olurmuş,

Doğru davranışına.

İkinci yarıyılda yeni bir müfettiş geldi. Mekteplerin açıldığı gün bizi tehdit eden adamın tayini çıkmış, başka yere gitmiş meğer. Yerine gelen daha mütedeyyin, hâlden anlayan biriydi. Çocukların bu üstün muvaffakıyetini görünce;

"Kaç seneliksin " diye sordu. Ben de; " stajyerim" cevabını verince "Allah Allah, olmaz... Müdür Bey birinci sınıfların stajyerlere verilmeyeceğini bilmiyor mu" diyerek kolumdan tuttuğu gibi doğru müdür odasına... Yuvarlak gözleri önce büyüyor, sonra küçülüyor, daha sonra sönüyor gibi hâlden hâle, renkten renge giriyordu... Birdenbire, kasılmış ellerini açtı. Olup bitenleri adil bir hâkim titizliğiyle yeniden sorguladı. Yaşlı, Köy Enstitüsü mezunu müdürün beti benzi solmuş, canlı ölü misali "pat" diye düşecek gibi titriyordu.

El işte, göz oynaşta,

Yakalanmış genç yaşta,

Böyle devam ederse,

Akıl kalır mı başta

Mektebe müthiş bir atom bombası düşmüştü de haberim yokmuş meğer.