"Seni burada bulduğuma çok sevindimBehlül..."

"Bana eziyet etmeyen, gıybetimi yapmayan insanlarla oturup sohbet etmek daha hoşuma gidiyor. Bunlar sağ olanlardan daha emin Sultanım!"

Behlül:

-Ölüler, lisan-ı hâlleriyle diyorlar ki:Şimdi feryat edip inliyoruz: "Ya Rabbi, bizi tekrar dünyaya gönder, hiç günah işlemeyeceğiz, hep ibadet edeceğiz" diye.

- Onlara, "Zaten oradan gelmediniz mi" deniliyordur.

- Son pişmanlık fayda vermiyor Sultan'ım!

- Ey Behlül! Hadi gidelim. Bugün, bu kadar yeter! Biraz da bizlerle otur.

- Bana eziyet etmeyen, gıybetimi yapmayan insanlarla oturup sohbet etmek daha hoşuma gidiyor. Bunlar sağ olanlardan daha emin Sultanım!

- Sağların da ihtiyacı var malumunuz.

- Ah sağlar ah!

- Seni burada bulduğuma çok sevindim Behlül. Çünkü uzun zamandır sohbet etmeyi arzu ediyordum.

Bir an ne diyeceğimi şaşırdım, içimden "Ben kim, sohbet kim" dedim, elimde olmadan gülümsedim. Sonra Sultan'ıma dedim ki;

- Efendim! Edepsizliğimi bağışlayın! Sizin sohbet etme arzunuz var ama benim böyle bir arzum yok!

- !!!

Bu kesin ifademe rağmen Hârûn Reşîd benden nasîhat istedi. Ona dedim ki:

- Nasihat nere ben nere Ne istiyorsun Sultan'ım

- Ne olursa olsun.

- Sarayına bak, bir de bu kabirlere bak yeter! Bunlara ibret gözüyle bakmayan, nasîhat almayan başka nelerden alır Biliyor musun Sultan'ım Sana çok acıyorum! Hâlin ne olacak, ey müminlerin emîri Yarın Hak teâlânın huzûruna çıkacaksın. Büyük küçük yaptığın her şeyden suâl olunacak. Bunlara nasıl cevap vereceksin İyi düşün! Muhakkak gelmesi yakın olan hesap gününde aç ve susuz olacaksın, çıplak bulunacaksın. Orada bulunanlar sana bakıp bu dünyadaki gibi korkmayacak, hürmet göstermeyecek, sadece zavallı hâline gülecekler! Perişanlığın orada meydana çıkacak! Bundan maada nasîhati ne yapacaksın ÖLÜMDEN DERS ALMAYAN YA NEDEN ALACAK" dedim, başımı hürmetle önüme eğdim.