Dersten çıktığımdan beri hep nefislemuharebe hâlindeyim!

"Bugün hocam da bu mesele üzerinde durdu. Aklım başımdan gitti, hâlâ kendime gelemedim. Nefis denilen iç düşman hiç boş durmuyor!"

Harun Reşid:

- Beni de buralara getiren o hâliniz değil mi Behlül

- Hüsn-ü teveccühünüz Efendim.

- Her iki lakap da sana seçilerek konmuş ve de çok yakışmış karakterine.

- Estağfirullah.

- Birçok mânâ ihtiva ediyor bence: "Fakir fukaraya, bütün insanlara yardım eli uzatan, hayırsever" diyen âlimlerimiz de az değil. Dânâ ise Farsça'da "çok bilen" yani "âlim" demek malumunuz. Çok yakışmış çok!

- İnşaallah öyle hakiki âlimlerden oluruz Sultan'ım. Hak teâlâ mahcup eylemesin sizleri.

- Mütevâzılık yapayım derken, kibre düşmeyesin Behlül

- Evet efendim! O dediğiniz hataya düşmekten pek korkuyorum. Bugün hocam da bu mesele üzerinde durdu. Aklım başımdan gitti, hâlâ kendime gelemedim. Nefis denilen iç düşman hiç boş durmuyormuş. Büyüklenmekte, böbürlenmekte muvaffak olamıyorsa bir nefis, bu sefer; "kuzu postuna bürünmüş kurt" misali mütevâzı postuna bürünüyormuş. "Bu adam ne mübarek insan" dediler mi Kâfir nefis palazlanıp kabarıyormuş. Dersten çıktığımdan beri hep onunla muharebe hâlindeyim.

- Ah Behlül ah! Beni bu kulübeye getiren de o dediğin dertler değil mi Söylenildiğine göre Bağdat'ta çok Hak âşığı mübarek zatlar varmış.

- Doğru derler Sultan'ım!

- Peki, sayar mısın

- Onlar sayıya sığmaz. İsterseniz öyle olmayanları söyleyeyim. Zîrâ bunlar daha az, iki elin parmakları kadar.

- O kadar eminsin demek!

- Sultanım, maşallah herkes ebedî saadeti için seferber olmuş bu memlekette! Tabii ki sayenizde.

- Öyle ya! Beni de tutuşturan aynı ateş!

- Ah Sultan'ım ah!

- Nihayetinde "Ah"lanma olsa da o listede var mıyım yok muyum

- Korkmayın! Mübarek olmayanlar listesinde isminiz geçmiyor Sultan'ım.