"Vatandaşın isteklerine cevapvermek için buradayız..."

Abi, biri var telefonda, ısrarla "bir yetkiliyle görüşmek istiyorum" diyor. Birkaç defa başka arkadaşlara bağladım kabul etmemiş. Ne diyelim

Bugün; Bursa'da İsmail Hakkı Bursavî hazretlerinin vakıf arazisine yapılan "umumhane"den yani şimdiki tabirle genelevden bahsediyor, vesika, belgelerle meseleyi aydınlatıyorduk, bütün hakikatiyle. Bu çarpık anlayış, ecdada olan bu haince bakış, hâliyle seyircileri üzmüş, âdetainfial ettirmişti.

Yeşilde, alda kaldı,

Ağaçta, dalda kaldı,

Hoca, günlerdir bekler,

Gözleri yolda kaldı.

Programı yaptığımız arkadaşlarımızın her biri bir telefonun başında dilek, temenni ve tavsiyeleri alıyorduk. Ağlayanların, bizlere duâ, vakıf arsasına bu melanet yuvasını yapanlara bedduâ edenlerin haddi hesabı yoktu. Santralebakan arkadaşımız:

- Ragıp Abi, biri var telefonda, ısrarla "bir yetkiliyle görüşmek istiyorum" diyor. Birkaç defa başka arkadaşlara bağladım kabul etmemiş. Ne diyelim Görüşmek ister misiniz

- Elbette! Niçin bekliyoruz Vatandaşın isteklerine cevap vermek için burada değil miyiz dedim telefonu aldım. Karşımdaki adam Sivas'tan aradığını, bu programı seyrederken âdetatüylerinin diken diken olduğunu, kahırlandığını, fena hâlde üzüldüğünü anlattı uzun uzun. Sonra döndü bize ve emeği geçenlere teşekkür etti. Toplumun bir şeyden haberi olmadığını, böyle programlarla fevkalâde aydınlandığını ve insanımızın hakikatleri görmesi bakımından çok mühim olduğunu da vurguladı. Ben de memnuniyetimi bildirdim. Halktan aldığımız güçle, kuvvetle daha iyiye, doğruya, güzele doğru hızla ilerleyeceğimizi anlatıp duâ taleplerimi de yaparak teşekkür ettim. "Hayırlı geceler" dileyip telefonu kapatmak istediğimde adamın ses tonu değişti:

- Hop bir dakika! Hemen kaçmak var mı Nereye kardeşim

- Nasıl Anlamadım!

- Sözümüz de söyleyeceklerimiz de bitmedi! deyip başladı küfürler etmeye! Dilim damağım kurudu duyduklarım karşısında, ne diyeceğimi şaşırdım! Nasıl oldu tam anlayamadım, masamın üzerindeki nota gözüm takıldı: