"Rüyadaki padişahlığa itibar olunur mu"

İnsanlar, dünyaya meylettikçe sıkıntıdan kurtulamaz, çünkü dünya, sıkıntı yeridir...

Bunun gibi, insanlar da ölünce, malı mülkü, serveti, evladı, hanımı, hepsi dünyada kalır. İnsanlar ölüp uyandıklarında, "Biz nereye geldik Burası neresidir Mallarımız, mevki ve makamlarımız vardı, eş dost, ahbaplarımız çoktu. Onlara ne oldu, neredeler" deseler de nafile...

- Cenab-ı Allah yardımcımız olsun.

- Âmin. Bazı büyük zatlar da, "İnsanlar sarhoştur, ölünce ayılırlar" buyurmuşlardır. Yani sarhoşluk, ölünce biter. Kimi mal sarhoşudur, kimi rütbe, bazıları mevki, zenginlik, yakışıklılık, güzellik, meşhur olma sarhoşudur, ama ölünce hepsi de hâk ile yeksan olur, biter. Hakikat anlaşılır ama iş işten çoktan geçmiştir artık. Peygamber Efendimiz,"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle diriltilirsiniz"buyuruyor.

- Demek benim söylediğim hadis-i şerifmiş!

- Aynen öyle kardeşim! İnsanlar, dünyaya meylettikçe sıkıntıdan kurtulamaz, çünkü dünya, sıkıntı yeridir. Bunlardan kurtulmak için, mutlaka ahirete, ışığa dönmek lazımdır. Eğer insan ışığa dönerse, gölgesi arkada kalır ve peşinden gelir. Işığa arkasını çevirirse, karanlığa dönmüş olur, işleri karanlık olur, hiçbir zaman gölgesine de yetişemez. İnsan, yönünü dünyaya çevirirse insanlarla çarpışır, ahirete çevirirse insanlar onun gibi olmak için yarışır...

Halife Harun Reşid, bir gün Behlül Dânâ hazretleriyle görüşmek, hikmetli sözlerini duymak istemiş. Adamları onu mezarlıkta uyur hâlde bulmuş. Uyandırdıklarında,"Siz ne yaptınız Beni padişahlık makamından indirdiniz! Saltanatımı bitirdiniz! Şimdi ben ne yapacağım"diye öfkelenmiş, kızmış, kükremiş Gelenler gidip bu duyduklarını halifeye söyleyince o da çok şaşırmış bir mânâ verememiş, merak da etmiş. "Alın yanıma getirin!" demiş ve huzura çıkarmışlar: