"Okurdunkemiklerini görün de ibret alın!.."
"Akıllı insanlar Firavunların, Âd, Semud kavimlerinin başına gelenleri duyunca, şu varlıktan da geçer, hırs ve gururu da bırakır..."
Kurnaz tilki:"Ey ulu hükümdarım! Bu akıllıca işi nereden öğrendiğimi mi merak ediyorsunuz Anlatayım: Ey Cihan Pâdişâhı, bunları kurdun başına gelenlerden öğrendim."Bu cevap üzerine ormanlar hâkimi arslan, tilkiye dönmüş yeniden; "Mâdemki kendini hepten bize ve aşkımıza bağladın. Ben de şanıma ve padişahlığıma yakışanı yapayım: Avların üçü de senin olsun! Al nereye götüreceksen götür. Gücün yetmezse merkep çağırayım taşımanda sana yardım etsin!" demiş ve devam etmiş: "Sen tamamen biz oldun, bizim oldun. Artık seni nasıl incitebilirim Biz de seniniz, bütün avlar da senin. Alçak kurdun başına gelenden ibret aldığın için artık sen tilki değilsin, benim ARSLANIMSIN!" demiş, başını okşamış muhabbetle.Akıllı o kişidir ki, dostlarının kaçınılması mümkün olan belâlara düşüp ölümlerinden ibret alır.O zaman tilki; "Arslan, bana bunu kurttan sonra teklif etti" diye yüzlerce şükürde bulunmuş. "Eğer önce bana; 'Bunları sen pay et...' diye emretseydi, onun pençesinden canımı kim kurtarabilirdi" diye hâline şükretmiş.Şu hâlde Allahü teâlâya şükürler olsun ki, bizi bizden önce gelip helak olanlardan sonra dünyaya getirdi. Getirdi de, Cenâb-ı Hakk'ın, geçmiş zamanlarda gelip geçenlere ne cezalar verdiğini, duyduk öğrendik. AKILLI İNSANLAR DÜŞÜNÜP İBRET ALANLARDIR! Önce gelip geçen KURTLARIN başlarına gelenlerden ibret alır da, tilki gibi kendimizi tehlikelerden muhafaza edip koruruz.O Hak Peygamber, (sallallahü aleyhi ve sellem) o şeksiz şüphesiz Son Peygamber, (aleyhisselâm) bu yüzden bir hadis-i şeriflerinde bize; "Ümmet-i merhume." (Allah'ın merhametine, acımasına lâyık olmuş ümmet) diye buyurdu.Ey büyük adamlar, o kurtların kemiklerini, kıllarını, ortaya koyduklarını görün de ibret alın! Akıllı insanlar Firavunların, Âd, Semud kavimlerinin başına gelenleri duyunca, şu varlıktan da geçer, hırs ve gururu da bırakır.Varlıktan, kendini büyük görmekten, hırstan vazgeçmezse, bu sefer onun hâlinden, onun hata, kusur ve günah işlerinden başkaları ibret alır.