İçimden haykırmak geliyor!..

"Elini vicdanına koyarak düşün! Bak, nasıl da çabuk geçiyor hayat dediğin"

Behlül:

- Sultan'ım! Haddim olmayarak bir şey söylemek istiyorum!

- Söyle Behlül! Seni bunun için çağırdık.

- İnsanlar şöyle durup bekleseler, biraz etraflarına bakabilseler çok şeyi görürler.

İçimden haykırmak geliyor! Ey âdemoğulları! Ey insanlar! Ey ölüm yolcuları! Arada bir arkana dön ve geriye bak! Neler bıraktığını gör! Bir kuş gibi uçup gitmiş, bozuk para gibi harcanmış senelerini seyret! Elini vicdanına koyarak düşün! Bak, nasıl da çabuk geçiyor hayat dediğin

- Bu dediklerini yapmak kolay değilBehlül!

- Zor da değil Sultan'ım! Bakmazsan hatalarını göremezsin. Tövbe edemezsin! Allahü teâlâya sığınamazsın! Bir kapıya bir kere gidersin, ikincisinde utanırsın değil mi Öyle bir kapı var ki her gün gidersin, gitmeye doyamazsın! Çünkü bilirsin seni kapısından kovmayacak bir tek o vardır! Her gün, her gece içini dökersin, bir o sıkılmaz senden, bir o affeder seni, bir o vurmaz ayıplarını yüzüne! Seni senden daha iyi bilendir Hak teâlâ

- Âmennâ ve saddaknâ: İnandık ve tasdik ettik!

- Hâlimiz anlatır, gözlerimiz, bakışımız, gülüşümüz destan yazar; yeter ki niyetimiz güzel olsun Sultan'ım! Hakkı gözeten, niyeti, istikameti doğru olan, zikri fikri dürüst olan bu içinde bulunduğumuz durumu anlayabilir biiznillah.

- Bu meseleyi biz de tam anlamış sayılmayız Behlül! Eğer öyle olsaydı Cennet köşklerini satarken, senin ilk müşterin ben olurdum. Bak hanımefendi benden sadık çıktı.

- Harun Reşid Sultan'ımız bizi dinliyor, anlıyor! En azından ben öyle itikat ediyor, inanıyorum. Başkaları da biraz dinleyebilse, biraz seyredebilse, kalbini şeksiz şüphesiz açabilse; onlar da anlarlar!