Hikâyeyi bitirince son sözümüsöyledim: "Ben nişanlıyım..."
"Sonra düşündüm; ninemin ısrarla; 'nişanlayıp sözleyelim'dediği meselesinin altında yatan bu muydu.."
Başladım Kızılderili hikâyesini anlatmaya:- Cherokee kabilesinin güngörmüş ihtiyarlarından biri, torunlarına eğitim veriyormuş.Onlara demiş ki: "İçimizde bir harp, bir mücadele, bir savaş var. Korkunç bir savaş. Hem de iki amansız canavar arasında:Bu canavarlardan biri; korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, üzüntüyü, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibri, kendine acımayı, suçluluğu, küskünlüğü, aşağılık hissiyatını, yalanı, gururu, üstünlük taslamayı ve egoyu temsil ediyor.Diğeri ise; huzuru, saadeti, muhabbeti, hürmeti, ümidi, paylaşmayı, cömertliği, sakinliği, mütevâzılığıyani alçak gönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliği, dostluğu, hoşgörü ve anlayışı, merhameti ve inancı temsil ediyor. Aynı mücadele sizin içinizde de var ve diğer bütün insanların içinde de...Çocuklar; anlatılanları daha iyi anlamak için bir müddet tefekkür ederek düşünmüşler ve içlerinden biri dedesine; 'Acaba hangi canavar kazanacak dedeciğim' diye sormuş.Yaşlı Cherokee kısaca: 'Beslediğiniz' demiş."Hikâyeyi bitirir bitirmez son sözümü ilave ettim;"..... şey, ben nişanlıyım..." dedim.İlkin bozuntuya vermedi ama titrek ve cılız bir sesle:"Bu da sana yakışan cevap!"Sonra düşündüm; ninemin ısrarla; "nişanlayıp sözleyelim" dediği meselesinin altında yatan bu muyduSana akıl vermiş yüce Yaradan,Kâfir olan nefsi kaldır aradan,Pişman olmak fayda vermez sonradan, Maksatsız olamaz hedefi olan, Bu gidiş nereye, söyle Müslüman!Yanlış işler yaptın, asla bıkmadın,Kibir batağına daldın çıkmadın,Nefsindeki putu kırıp yıkmadın, Vaktinde tevbe et, pişman olmadan, Bu sözler yalan mı, söyle MüslümanHOCA, nice âlim eyledi hitap,Niye okumadın doğru bir kitap