Buraya gelirken tereddüt etmemişim. Şimdi hiçbir şey diyecek hâlde değildim. Şikâyet etme yerine genç idarecileri övmek geldi içimden.
Epey zaman geçti, akşam oldu. Bekleyenler tek tek Yönetim Kurulu Başkanımızla görüşüp diyeceklerini deyip alacaklarını aldıktan sonra çıkıp gittiler. Ben en sona kalmıştım. İçeriden o müşfik sesi duydum:- Namaz vakti. Haydi mescide…Boynu bükük peşlerine takıldım bitişikteki küçük mescide girdik.- Ragip Abi, sen imâmete geç, Cemil Abi sen de kâmet getir… deyince ayaklarım titremeye başladı.İçimden: "Ben, imâmet…"Yapacağım bir şey yoktu. Bütün kuvvetimi toplayarak öne geçtim. Akşam namazı ve sesli okuma fevkalâde korkutuyordu. Öyle bir cesaretim geldi ki ben de anlayamadım. Birinci rekatte Fâtiha sûresinden sonra İnşirâh sûresini (Elem neşrah leke), ikinci rek'âtte de Fâtiha-i şerifeden sonra Kureyş (Li îlâfî) sûresini zamm-ı sûre olarak okudum. Namazı bitirip tesbihleri çektikten sonra Haşr sûresinin son üç âyetini de aşır olarak okumamı emir buyurdular. "Sadakallahül azim" deyip "Sübhâne rabbike..."yi de okudum, "Fâtiha" demedim, bekledim. "Tamamla" buyurdular. Tam anlayamadım neyi tamamlayacağımı Cemil Abiler imdadıma yetişti; "El-Fâtiha da, de" deyince meseleyi anladım.Buraya gelirken tereddüt etmemişim. Şimdi hiçbir şey diyecek hâlde değildim. Şikâyet etme yerine genç idarecileri övmek geldi içimden. Öyle bir devlete konmuştum ki...Her yokuşun bir inişi vardı.Mesai arkadaşlarımın da hakkını yememek lâzım tabii. Onlar da vakarla karşıladı bu durumu; 'Sen meraklanma! Son noktasına kadar beraberiz ve arkandayız hep. Binbir ümit, tarif edemeyeceğimiz bir muhabbetle gözümüz yollarda ve en kalpten duâlarımız seninle olacak' demiş dağ gibi durmuşlardı arkamda.Ben, eskiden neysem yine o adamım. Altımda külüstür arabam, sırtımda evrak dolu çantam, elimde eğilmez, bükülmez, paslanmaz laptopumla bayrama gider gibi sefere gidiyorum cenâb-ı Rabbül âleminîn inâyeti ve ihsânıyla."Büyüklerim güvendi ve dahiyanık yüreklerle duâlar ettiler ihlâsla. Benim sırtımı kim yere getirebilir ki artıkDaha yapacağımız çok iş vardı...Beynimde şimşek çaktı,Sanki eriyip aktı,