"Dönene kadar kapıda bekleyeceğim!"
"Hayırdır, ne bu telaş Ragıp Gel hele şöyle yanıma, ben de seni bekliyordum."
Setlerdeki giyim kuşamımla geldiğimi fark edince pek şaşırmıştım lakin yapacağım bir şey de yoktu. Hâlime bakıp gülümsedim. Türkiye gazetesinin merkez binasına girerken hep heyecanlanırdım. Bu elimde değildi. Yine öyle oldum. Maneviyatına can attığım bu yerin kendine has duru havası, içime ferahlık, huzur ve sevinç verirdi her daim...Kan-ter içinde kaldığımı gören esmer, yeşil gözlü, güzel yüzlü, güzel insan Erol Sevdi abimiz gülümsedi…- Hayırdır, ne bu telaş Ragıp Gel hele şöyle yanıma, ben de seni bekliyordum.- Genel Müdürümüz Resul İzmirli abimiz çağırmış, "hemen gelsin" demiş! Telaşım ondandır.- Niçin çağırmış bilmiyorum fakat Enver Abimiz'e verdiğin, herkesi ağlatan o mektubu bir daha anlatsana, bütün detayları iyice anlamak istiyorum. Can-ı gönülden tebrik ederim Ragıpçığım, Enver Abimiz de pek memnunlar filmlerden. Kaç defa kulaklarımla duydum memnuniyetlerini.- Onların memnun olmasından daha büyük mükâfat olur mu Ne demişseler, güzeldir.- Allahü teâlâ razı olsun. Böyle düşünmek lazım elbette, size yakışır.- Estağfirullah… Resul abimiz bekliyormuş, lâkin...- Lâkini de neymiş Sen şu yazdıklarından bahset, söz, kimseye söylemem!- Ne demek, elbette efendim.Tam anlatmaya niyetlenmiştim ki, sekreter "yukarıda beklendiğimin" haberini getirdi.Erol Abinin gözleri üzerimde:- Dönene kadar kapıda bekleyeceğim! Anlatmadan dünyada bırakmam…- Peki Efendim… diyerek hızlı adımlarla merdivenleri tırmanıp Resul abimizin kapısını tıkladım.İçeri girer girmez:- Nedir bu duyduklarım! Yaptıklarını beğeniyor musun Dadaş